Almanca Türkçe Sözlük Forum

Präferenzbegünstigte  

Seite 1 / 2 Nächstes

0

Der Ausführer der Waren erklärt, dass diese Waren präferenzbegünstigte „EU“ Ursprungswaren sind.

tanımlanan söz konusu ürünler

"Avrupa Birliği menşeili imtiyazlı (yada öncelikli) ürünler" olarak anlaşılır mı?

 
0

Bir hususta dikkatinizi çekmek isterim:

1) Gümrük söz konusu olduğu zaman her zaman: Waren = eşya
2) Präferenz = tercih

Buna göre:

İhracatçı, bu eşyanın tercih teşviği kapsamında AB menşeli eşya olduğunu beyan eder.

 
0

Ultima Ratio schrieb:


> Bir hususta dikkatinizi çekmek isterim:
>
> 1) Gümrük söz konusu olduğu zaman her zaman:
> Waren = eşya

Türkçe gümrük belgelerinde "Waren" anlamında "mal" da geçiyor "eşya" da.

präferenzbegünstigt = rüçhanlı, tercihli, ayrıcalıklı, imtiyazlı, öncelikli (hangisi en uygunsa)

 
0

Merhaba Jon,

lütfen benim bu konuda dediklerime itibar edin, çünkü bu konuda son 6 yılda 500 günden fazla tercüme (konsekütif ve simültane) faaliyetim var. Selamlar...

 
0

Ultima Ratio schrieb:


> Merhaba Jon,
>
> lütfen benim bu konuda dediklerime itibar edin,
> çünkü bu konuda son 6 yılda 500 günden fazla
> tercüme (konsekütif ve simültane) faaliyetim
> var. Selamlar...

Ayrıntılı cevap yazmaya vaktim yok. Eşya da doğru mal da. Türkiye'ye yerleşen veya Türkiye'ye mal gönderen ("eşya gönderen" olmaz!) Alman firmalarının Türkiye'den aldıkları gümrük belgelerine göre ikisi de kullanılıyor. Birkaç örnek vereyim (Google Türkiye ile kontrol ediniz):

malların serbest dolaşımı
malların ihracatı
malların gümrükleme işlemleri
malların gümrükten çekilmesi
malların Türkiye'den geçişi
vs.

 
0

Bu arada aklıma gelmişken gümrükle ilgili bir özel hususu daha dile getirmek istiyorum: Gümrük mevzuatı %99 oranında AB Gümrük mevzuatı ile örtüşmektedir. Bunun başka bir örneği de yoktur. Bunu gerçekleştirirken tabii ki mevzuatın hemen bütünü çevrilmiş ve kullanılan terminoloji de Türk mevzuat literatürüne girmiştir, başka bir deyişle, terimlerin birebir karşılığı bulunmaktadır ve yoruma açık değildir... Başka bir alandan örnek "priviligierte Partnerschaft" için tek karşılık " imtiyazlı ortaklık" olup, "öncelikli ortaklık vs." diyemeyiz, çünkü literatüre böyle girmiştir. Hoşumuza gitse de gitmese de, çeviri açısından durum bu. Bu arada Müsteşarlıkta ve uluslararası etkinliklerde "mal" denilmesi kesinlikle doğru olmaz ve ya gülüşmelere neden olur ya da bu tercüman bu zor terminolojiye hakim değil diye hoşgörü gösterirler.

Benzeri durum Alman Gümrük İdaresi için de geçerlidir, kendine özgü terminolojisi vardır: Örneğin : Import yerine Einfuhr, Export yerine Ausfuhr denir ve bu türevleri için de geçerlidir. Sonuçta "Import, Export" kelimelerini kullananlar gümrük dışındaki kişilerdir.

 
0

Ayrıca, Türk sigortacılık, taşımacılık ve gümrük terminolojilerinde kendi deneyimlerime göre en çok "mallar" (Waren) ve "yük" (Ladung) terimleri kullanılıyor.

hasarlı mallar
hasarlı yük
hasarlı mallarin eksper tarafindan incelenmesi
hasarlı yükün eksper tarafindan incelenmesi
hasarlı malın değer kaybı
hasarlı yükün değer kaybı

Bunları her gün Almancaya çevirdiğimiz Türk belgelerinde okuyoruz. Buna gülen kişiler Türkiye'nin sigorta, sanayi ve taşımacılık sektörüne sorsunlar. Mal kelimesine gülen kişi tabii ki aynen cinsel bir anlam taşıyan "Ladung" kelimesine de gülecek.

 
0

Sevgili Jon...sen benim yazdıklarımı iyi okumuyor musun, yoksa aradaki nüansları görmüyor musun? Ben özel sektörden bahsetmiyorum, dikkat edersen sürekli "mevzuat" kelimesini kullanıyorum. Ben burada paha biçilmez bilgileri paylaşmaya çalışırken, sen yine muhalif olmaya mı çalışıyorsun? Anlamadım ki... Bu bilgileri öyle kolay kolay araştırarak bulmak mümkün değil...öneğin "Import, Export" ile söylediklerimi bizzat işin mutfağında olmayan insanların bilmesi mümkün değil. Bu arada bir değerli bilgi daha: Gümrük literatüründe "değer" değil "kıymet" kullanılır.

 
0

Bu ayrıntılı bilgiler için teşekkür ederim, ancak sözkonusu olan benim anlamadığım sözcük "Präferenzbegünstigte" idi, ve "tercih teşviği kapsamında olan " tanımı uygun geliyor,

ancak "eşya ve mal" sözcükleri için basit bir google araştırması ; her ikisinde de mevzuatlarda kullanıldığını gösteriyor,

mevzuat maddesi xxx...........Gümrüğe gelen mallar gümrük mevzuatında değer............

mevzuat maddesi xxx..........Eşyanın gümrük kıymeti, Gümrük Tarifesinin ve eşya ticaretine..........

 
0

Gümrük mevzuatı (kanun, yönetmelik, genelge, uluslararası anlaşma vb.) açısından doğru terim "eşya"dır. Bununla ilgili Gümrük Kanunundaki tanımlama maddesini de vereyim; herhalde bu yeterli olcaktır:

23. “Eşya” deyimi, her türlü madde, ürün ve değeri;vs.

Ama isteyen bundan sonra da ısrarla "mal" desin/yazsın...kendisi bilir elbette.

 
0

Ultima Ratio schrieb:


> Sevgili Jon...sen benim yazdıklarımı iyi
> okumuyor musun, yoksa aradaki nüansları
> görmüyor musun? Ben özel sektörden
> bahsetmiyorum, dikkat edersen sürekli "mevzuat"
> kelimesini kullanıyorum. Ben burada paha
> biçilmez bilgileri paylaşmaya çalışırken,
> sen yine muhalif olmaya mı çalışıyorsun?
> Anlamadım ki... Bu bilgileri öyle kolay kolay
> araştırarak bulmak mümkün değil...öneğin
> "Import, Export" ile söylediklerimi bizzat işin
> mutfağında olmayan insanların bilmesi mümkün
> değil. Bu arada bir değerli bilgi daha: Gümrük
> literatüründe "değer" değil "kıymet"
> kullanılır.

Import/Export konusunda verdiğin örnek malum. Değer ile kıymet arasındaki farktan bir zamanlar duymuştum, fakat çevirilerim kapsamında henüz araştırıp uygulamaya fırsatım olmadı.

Kaldı ki, ben sadece Türk gümrük (= mevzuat) belgelerinde ve Türk sigorta eksperlerinin raporlarında okuduğum şeyleri yansıtmaya çalıştım. Seninle çeviri uzmanları arasında normal bir tartışma içindeyken bana "sen yine muhalif olmaya mı çalışıyorsun" yazmanı çok yadırgadığımı bilmeni isterim. Geçmişte bu tür provokasyonlara tepki verdim diye bu forumda bazı eleştirilere uğradığımı iyi bilirsin. Vallahi yeter artık. Biz yukarıda uzmanlar arası tartıştık. Hiç kimsenin bana "yine muhalif olmaya mı çalışıyorsun" gibi provokatif bir lafla damga vurmaya, beni susturmaya hakkı yoktur. Benim bu forumda görüşlerimi savunma hakkım seninkinden farksızdır arkadaş.

Bu kadar iyi bir arkadaşımın bana yaptığı bu yersiz davranışından sonra bu haftalk forum faaliyetime son veriyor, gelecek hafta görüşmek üzere iyi günler diliyorum.

"Mallar" teriminin mevuzatla ilgili olan kişilerde gülüşmelere yol açacağına dair yorumuna da benden son bir "muhalif" karşılık daha:

Tehlikeli Malların Karayolu ile Uluslararası Taşımacılığına İlişkin Avrupa Anlaşması (Europäisches Übereinkommen über die internationale Beförderung gefährlicher Güter auf der Straße)

Malların Serbest Dolaşımı (Freier Warenverkehr)

 
0

Senin "muhalif karşılığına" karşılık en üst derece metin olan kanun metnini veriyorum:

6. (18/6/2009 tarih ve 5911 sayılı Kanun ile altıncı bent değiştirilmiştir.) a) “Serbest dolaşımda bulunan eşya” deyimi, 18 inci madde hükümlerine göre tümüyle Türkiye Gümrük Bölgesinde elde edilen ve bünyesinde Türkiye Gümrük Bölgesi dışındaki ülke veya topraklardan ithal edilen girdileri bulundurmayan veya şartlı muafiyet düzenlemelerine tabi tutulan eşyadan elde edilen ve tabi olduğu rejim hükümleri uyarınca özel ekonomik değer taşımadığı tespit edilen veya Türkiye Gümrük Bölgesi dışındaki ülke veya topraklardan serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutularak ithal edilen veya Türkiye Gümrük Bölgesinde, yukarıda belirtilen eşyadan ayrı ayrı veya birlikte elde edilen veya üretilen eşyayı;

b) “Serbest dolaşımda bulunmayan eşya” deyimi, serbest dolaşımda bulunan eşya dışında kalan eşya ile transit hükümleri saklı kalmak üzere Türkiye Gümrük Bölgesini fiilen terk eden eşyayı;

Sadece Google'dan alıntılar yapıp, bir hususu her zaman kanıtlamak mümkün değil...

 
0

"präferenzbegünstigte..." karşılığı olarak "tercihli menşe statüsüne sahip ..." gibi bir tanımlama geldi aklıma ...

[size=small]Der Ausführer / Lieferant der Waren erklärt, dass diese Waren präferenzbegünstigte „EU“ Ursprungswaren sind.

İhracatçı / Tedarikçi, "EU" menşeli eşyanın tercihli menşe statüsüne sahip olduğunu beyan eder.[/size]

bir öneri tabii.

Ayrıca eşya, mal ve emtia kelimelerine değinmek istiyorum:

emtia arapça bir kelimedir ve meta'nın (kıymetli eşya, tüccar malı) çoğuludur
"ticari mallar" olarak anlaşılmalıdır.

Mal kavramının, sabit kıymetler dahil her türlü varlığı kapsamına aldığı, emtia kavramının ise sadece, alım satımı yapılan malları (stokları) ifade ettiği de söylenebilir.

Eşya ise "yük" kelimesinin çoğulu olarak görülebilir.

Resmi metinlerde dahi Türkçe'nin bilinçli bir algılamayla kullanılmadığından hareket edersek - ki, artık eskiden "Arapça değil mi, uydur uydur söyle deyimini artık "Türkçe değil mi, uydur uydur söyle" olarak kabul etmemiz gerekiyor -, çevirmemiz istenilen metinleri diğer bir dile aktarmaya başlamadan önce "anlaşılır ve doğru Türkçe'ye" dönüştürebilmek için büyük gayret sarfetmek zorunda kalıyoruz. Bu da (karşılığı hak edilene uygun bir ücretle ödenmiyorsa) hiç zahmete değmez.

Avrupa Birliği Mevzuatının (gesetzliche Grundlagen) bazı bölümlerinin Türkçe'ye çevrilmesi sürecinde sağlıklı bir koordinasyon olmadığından hareket edecek olursak, yabancı dillerden doğrudan veya dolaylı olarak günümüz Türkçe'sine girmiş çok farklı karşılıkların bulunduğunu kabul etmemiz gerekir. Diğer dillerde yerleşmiş belirli kavramların günümüz Türkçe'sinde farklı bağlamlarda farklı kelimelerle ifade edildiğini gördüğümüzde bu hususta aramızda tartışma başlatmayı bir yana bırakıp, bilinçli bir yaklaşımla, yapıcı önerilerde bulunarak uzmanların da kabul edebileceği çözümler aramamız doğru olacaktır.

Yıllar önce yaptığım, 11 kitaptan oluşan binlerce sayfalık çeviri işine başlamadan önce tüm kitaplardaki anahtar kavramları tarayıp uzun bir liste çıkarttıktan sonra, çevirinin son biçimini kabul edecek komisyona bu listeyi onaylatmış, çeviri işlemine ondan sonra başlamıştım. Bu süreç içinde çalışmaları yakından izleyen ve iki dile de vakıf uzmanlar kendi aralarında çelişkiye düşüp, Türkçe'de çeşitli uzmanlık alanlarında yerleşmiş bir kavram hiyerarşisinden söz edebilmek için zamanın daha çok erken olduğu gerçeğini kabul etmek zorunda kalmışlardı.

Diğer yandan Alman dilinde gerek teknoloji gerekse hukuk ve ticaret alanlarında en az 19. yüzyıl sonlarından beri yerleşik bir kavram hiyerarşisinin olduğu bilinmektedir. Türkçe'de bu tür bir gelişme, öncelikle iktisat kavramlarında olmak üzere, Türkiye'nin söz sahibi olmaya başladığı elektronik, otomotiv gibi bazı alanlarda 1980'li yılların ortalarından beri yaşanmaktadır. Öncelikle üniversite ortamlarında gelişen bir çok kavram giderek günümüzde konuşulan Türkçe'ye (Türkeitürkisch) yerleşiyor. Ama hukuk öğreniminde esas öğretinin hala eski dile dayanması, özellikle bu alanda bir kargaşaya neden olmaktadır. Daha yolumuz uzun... Enseyi karartmadan (yani başımız eğik gidip de ensemizin güneşten kararmasına yol açmadan), yaşayan ve konuşulan bir dilde güncel olayların dili etkileyebileceğini; dilimize yerleşmiş, günlük hayatta ve hatta uzmanlık alanlarında yaygın biçimde kullanılan kavramları kabullenmemizin ve eski kavramları en az güncel diyaloglarımızda yavaş yavaş bırakmanın zamanı geldi her halde.

[size=small]PS.
Yukarıdaki yorumum sadece şahsi görüşümü ifade etmektedir. Bu forumda sorulanlara çözüm sağlama yönündeki düşüncelerim ve öneriler üzerinde yapıcı olmayan tartışmalar başlatmak gibi bir amacım da bulunmamaktadır.[/size]

 
0

Nur zur juristischen Erläuterung:

präferenzbegünstigt sind Waren aus Ländern, mit denen Sonderabkommen bestehen, z.B. Assoziierungsabkommen verschiedener Art. Die Präferenzen können sich auf einige Warengruppen beschränken. Wir sprechen im EU-Zollrecht vom "Präferenzsystem". Auf Türkisch: Tercihler Sistemi.

präferenzbegünstigt ist tercihli.

Mal oder esya - wurscht.

Warenfreiverkehr - mallarin serbest dolasimi.

Der Unterschied ist wie "Sachen" und "Waren". Im Englischen wird in diesem Zusammenhang von "goods" gesprochen, was wieder mehr für "mallar" spricht....

Ich bin der Meinung, dass man bei "Mallar" am ruhigsten schläft. Aber wie gesagt: Übersetzungstechnisch wurscht...

"Dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, muvaffakiyet için, en hakiki mürşit ilimdir, fendir; ilim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir. Yalnız, ilim ve fennin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının tekâmülünü idrak etmek ve terakkiyatını zamanında takip eylemek şarttır. " Mustafa Kemal ATATÜRK

 
0

Bla...bla..

In diesem Sinne möchte ich mich recht herzlich bei Jon entschuldigen, dem ich wahrscheinlich in einem barschen Ton geantwortet habe. Mir ist bewusst, dass er sich angegriffen fühlt und auch verletzt ist, aber ein Forum ohne Jon ist seit langem unvorstellbar.

Weitere persönliche Schlüsse werde ich nicht mehr ansprechen...

 
Seite 1 / 2 Nächstes
  
Arbeitet

Bitte Anmelden oder Registrieren




Almanca Türkçe Sözlük Forumu DasForum’a hoşgeldiniz! Almanca öğrenmek isteyenlerin, Almanca öğretmenlerinin, Almanca eğitmenlerinin, çevirmenlerin ve mesleği gereği Almanca ile içli dışlı olan herkesin ihtiyacına uygun 25 bin civarında üstün kaliteli kaydın yer aldığı forumun kullanımı tamamen ücretsizdir. Forumda yer alan metinleri okumak için kaydolmanıza gerek yoktur. Yeni bir konu açmak ya da forumdaki bir yazıya cevap yazmak isteyenlerin ise DasForum’da ücretsiz bir hesap açmaları gerekmektedir.

DasForum’da saygın bir üslup ve dostane bir atmosferin hakim olduğunu özellikle belirtmekte fayda var.  Forumdaki bir diğer önemli konu ise soruların soruluş şekliyle ilgili. Bu yüzden DasForum’da yeni bir konu açmadan önce forum içinde araştırma yapmanın yanı sıra, Almanca dilinde yazılmış bu metni ve bu metne cevaben yazılı Türkçe metni okumanızı salık veririz.


Herzlich willkommen im kostenlosen, originalen deutsch-türkischen Lern- und Übersetzungsforum von DasSözlük! Das Forum ist ein Teil von DasSözlük und dient als kostenlose Austauschplattform für alle User. professionelle Übersetzer, Sprachwissenschaftler, Lehrer, Autoren, Journalisten sind hier genauso willkommen wie Türkisch-Lernende oder andere Laien.




LÜTFEN DİKKAT:

Eski CafeUni-hesaplarının tamamına yakınını yeniden kullanıma açmayı başarabildik. Forumdaki eski hesabını aktifleştirmek isteyenlerin şifremi unuttum fonksiyonunu kullanması rica olunur.
Eski forum kayıtlarının DasSözlük’e aktarımı esnasında bazı yazıların yanlışlıkla farklı bir rumuz altında yayına girdiğini tespit ettik. Aktarım işleminin bu amaç için geliştirdiğimiz özel bir yazılım ile yapıldığını belirtir bu durumdan olumsuz etkilenen tüm kullanıcıların affına sığınırız. Sözkonusu sorunu elle düzeltmek bir hayli meşakatli olacağı için çok gerekmediği müddetçe bu şekilde devam edilmesi ricamızı kabul etmenizi dileriz.

CafeUnis alte Forum ist wieder online! Wer sich im Forum einloggen will, wird gebeten die „Kennwort-Vergessen-Funktion“ zu benutzen. Wir konnten fast alle Accounts retten.


AFRtour: Almanya Fuar Turu B2B Partneriniz. Transfer, rehber, şehir turu, otel vb.

Baklava7 : Baklava AVM’si. Dünyanın ilk tatlı ürünler sipariş pazarı

SuperSözlük: Büyük Türkçe deyimler, atasözleri, eş, benzer ve zıt anlamlılar sözlüğü.

WebDolmetscher: Alman mahkemeleri ve devlet dairelerinde geçerli Türkçe-Almanca mükemmel çeviri.