Almanca Türkçe Sözlük Forum

Almanya`da yapilan cevirilerin ücretlendirilmesi  

Seite 2 / 2 Vor

0

Hallo Optimus,

dieses Problem in Bezug auf die sogenannte "tercüme mafyası" wurde in Istanbul und Ankara ganz einfach und größtenteils von den Botschaften gelöst, in dem die Formulare nicht mehr herausgegeben werden, denn da war das eigentliche Geld...Ansonsten möchte ich mich über Übersetzungsbüros in der Türkei nicht äußern...es ist katastrophal.

Inwieweit türkische Auslandsvertretungen konkrete Schritte zur Verbesserung der Lage beitragen können, möchte ich bezweifeln...

 
0

Ich sag' jetzt auch noch was dazu. Leider bin ich in einer Stadt mit 82.000 Einwohnern der einzige wirklich professionelle Türkischübersetzer, der auch noch beglaubigen kann. Und ich sage euch ganz offen, dass ich eigentlich überhaupt keine Lust habe, für türkische Privatkunden zu übersetzen, aber leider gezwungen bin, mir ständig die oben beschriebenen Gespräche anzutun und im Preis deutlich runterzugehen, wenn ein türkischer Fabrikarbeiter vor der Tür steht. Der Grund ist ganz einfach: Ich bin im Umkreis von gut und gerne 30 km leider auch noch der einzige Türkischübersetzer, der bei dem für unseren Großraum zuständigen Konsulat zugelassen ist. Dies bedeutet, dass dieses Konsulat unzähligen Türken, die etwas übersetzen lassen müssen, meinen Namen und meine Telefonnummer gibt, weil ich eben der Einzige in der gesamten Region bin.

Wenn ich jetzt aber damit anfange, alle möglichen Leute abzuwimmeln, oder mich gar aus der Übersetzerliste des Konsulates löschen zu lassen, verliere ich automatisch auch zahlreiche Konsulatsaufträge von Übersetzungsbüros aus ganz Deutschland, die mir ja auch ständig Privatkundenaufträge für Konsulate schicken! Ich habe also gar keine Wahl: Entweder ich spiele mit und lasse mich von unhöflichen, schlecht erzogenen Männern auf ca. die Hälfte dessen runterhandeln, was ich von einem deutschen Übersetzungsbüro dafür bezahlt bekommen würde, ODER ich wimmle alle Leute ab und verliere dadurch früher oder später meine Konsulatszulassung und verliere dadurch letztendlich eine ganze Menge Stammkunden (Übersetzungsbüros), die sich dann leider einen anderen Konsulatsübersetzer suchen müssen, weil ich ja dann nicht mehr in den "Listen" der Konsulate drinstehe.

Und das schlimmste daran ist, dass ungefähr die Hälfte der Büros, die mir Konsulatsaufträge ins Türkische schicken, mir auch regelmäßig lukrative Industrie- und Werbetextaufträge und laufend Aufträge für Justiz- und Verwaltungsbehörden schicken. Das heißt: Wenn ich die in unserer Region ansässigen Privatkunden abwimmle, verliere ich eines Tages unweigerlich auch zahlreiche Wirtschaftskunden, mit deren Aufträgen ich seit Jahrzehnten meinen Lebensunterhalt verdiene. Ein Teufelskreis, aus dem es leider kein Entrinnen zu geben scheint...

Nachtrag: Andererseits glaube ich nicht, dass diese Übersetzungsbüros, mit denen ich schon so lang zusammenarbeite, gleich die komplette Zusammenarbeit mit mir beenden und sich für ALLES, was mit Türkisch zu tun hat, einen anderen suchen würden, nur weil ich nicht mehr konsulatskompatibel bin. Es könnte also passieren, dass ich lediglich keine Konsulatsaufträge ins Türkische mehr bekomme, alles andere aber genauso weiterläuft wie immer. Na ja....

 
0

Folgender Nachtrag, damit hier endlich auch mal die Zeilenpreise auf den Tisch kommen: Ich arbeite zu 99% für Übersetzungsbüros und Übersetzerkollegen. In Abhängigkeit vom Fachgebiet und Schwierikeitsgrad des Textes berechne ich denen zwischen 52 und 85 Eurocent pro Normzeile. 52 bis 62 Cent nehme ich als Freundschaftspreis von eng befreundeten Büros und langjährigen Kollegen; ansonsten bewegen sich meine Zeilenpreise meistens so um 72 bis 77 Cent. Schwierigere Texte (wie z.B. Werbetexte), die immer nach dem 4-Augen-Prinzip übersetzt werden, kosten allermindestens 77 Cent pro Zeile, eher sogar 82 Cent. Tagsüber schaffe ich aufgrund der vielen Anrufe und Mails und der Korrektorate/Lektorate, die ich häufig durchführen muss, maximal 6-7 Stunden als reine Übersetzungszeit. Pro Stunde schaffe ich je nach Text zwischen 40 und 120 Zeilen, d.h. je nach Textart und Tagesform so zwischen 250 und 800 Zeilen. Den Rest des Tages verbringe ich mit Korrektoraten der von meinem Fachübersetzerteam übersetzten Werbetexte und technischen Dokumentationen, an denen ich auch noch ein bisschen was verdiene (nämlich meine Gewinnspanne nach Stundensatz).

Auf diese Weise erwirtschafte ich wahrscheinlich einen ähnlich hohen Monatsumsatz wie ein Konferenzdolmetscher mit durchschnittlich 3,5 bis 4,5 Einsatztagen pro Woche, wobei wir aber nicht vergessen dürfen, dass das deutsche Finanzamt einem fast die Hälfte (!) des Einkommens wieder abnimmt und man als Dienstleister in Deutschland eine ganze Menge weitere Kosten hat, die in der Türkei entweder kaum ins Gewicht fallen oder dort gar nicht erst entstehen (am meisten belasten einen die Personalkosten inkl. Kranken- und Unfallversicherungsbeiträge fürs Personal und die Beiträge an Berufsgenossenschaften usw.).

Von der Tatsache, dass unzählige Übersetzer in der Türkei gar keine Steuern zahlen und beim türkischen Finanzamt also gar nicht erfasst sind, wollen wir gar nicht erst reden!

Somit verdient ein gefragter Übersetzer in Deutschland, der schön brav alle seine Beiträge und Steuern zahlt (bei einem Einkommenssteuersatz von 40 bis 45%!), zwar eine ganze Menge Geld, aber am Ende des Monats bleibt dann nicht so viel übrig wie man glaubt. Von einem Leben in Saus und Braus, wie Kollege Bosporus sich das anscheinend ausmalt, kann also keine Rede sein. Ich glaube vielmehr, dass es die in der Türkei lebenden, "steuerbefreit" arbeitenden Kollegen sind (auch wenn diese wahrscheinlich im Durchschnitt nur 30 bis 50 Eurocent pro Zeile bekommen), die nicht mehr wissen, wohin mit all dem Geld.

 
0

Arkadaslar, cok olumsuz bir tablo sergileniyor burada... Sikayetler her ne kadar hakli da olsa, bize mesleki acidan herhangi bir katki saglamamaktalar...

Ehil olmayanlarin ceviri yapmasini yadirgayabiliriz ama ne engelleyebiliriz ne de bir yaptirim uygulama imkanimiz vardir.

Sigortaci arkadaslari bir düsünün! Takim elbiseyi giyen "sigortaciyim" diyerek piyasaya cikiyor ve dev bir bransi mindar ediyor, meslegi ögrenmis ve yillarini vermis insanlar ise caresizlikle seyirci kaliyor...

Her meslek gurubu icin gecerli olan bir kaide vardir: Madem memnun degilsin, neden bransini degistirmiyorsun? El cevap: 1. Baska bir sey yapamam, kabiliyetim yok, 2. Aslinda cok memnunum isimden ama disa dogru sikayet psikolojisi isime geliyor...

Levent Bey, mesajlarinizda belli bir gizem var. Sanki "aciklarsam ortalik birbirine girer" gibi bir duygu veriyorsunuz :-) Meraklanmiyor degilim yani...

Optimus, bence Google sizin icin mükemmel olanaklar sunuyor. Insanlar binlerce Euro ödüyorlar, ön siralarda yer alabilmek icin... Konsolosluk önünde afis dagitmak adaba aykiri olabilir ama serbest piyasada mümkündür ve yasak bir islem teskil etmez. Serbest meslek sahipleri, fiyat rekabeti ile mücadeleyi göze almak zorundadirlar.

Jon, sizin fiyatlariniz müsteri acisindan gercekten cok makul...

 
0

13 Ocak tarihinde yazdıklarımın ardından "fikir beyanında" bulunan olan tüm arkadaşlara:

Fiyatlar konusunu bu denli ortaya dökmeyelim lütfen. Hitap ettiğim arkadaşların iş ciddiyetine ve samimiyetlerine son derece güvenim var. Ancak burada iyi niyetle ortaya dökülen bu bilgilerin kendini bilmeyenlerin eline geçmesi, herkesin ağzına sakız olması tehlikesi de o denli büyük. Türkiye ve Avrupa (Almanya/Fransa/İngiltere/İtalya) piyasalarında zaten ayaklar altında olan fiyatlar daha da ayağa düşebilir. Çevirmenlerin dünyasında ne yazık ki söyleneni tam yorumlayamayanların ve/veya aktaramayanların oranı az değildir. Yapıcı bir tartışma ve bilgi alışverişi ortamından uzaklaşmaya yatkın olanlara fırsat vermeyecek bir grup içinde, örneğin doğrudan ileti adreslerimiz üzerinden biz bize bir müzakere başlatabiliriz. Bu müzakerenin ana fikri de, hakkıyla yapıldığı zaman gerçekten büyük zahmet gerektiren ve aslında zor bir zihinsel faaliyet olan çeviri işinde hak ettiğimiz parayı kazanacağımız ortamı sağlamak; kaliteye önem vermeden, vergi ve sigorta ödemeden bu piyasadan nemalananlara yaşam alanı bırakmamak yönünde stratejiler geliştirmek olmalıdır.

Hedef, kalite-ücret-termin çizgilerinden oluşan üçgeni eşkenar üçgen hale getirecek bir çözüm bulmaktır.

Dilerseniz en fazla 3-5 arkadaşın dahil olacağı küçük bir kapalı grup içinde bu konuyu daha da ayrıntılarıyla tartışabiliriz.



Şimdi bu platformda, yani açık olarak, Jon arkadaşın belirttiği fiyatlara kısaca değineceğim:

Almanya'da Heidelberg, Mannheim, Duisburg, Köln ve diğer bazı yerlerde çevirii fiyatları aşırı rekabet nedeniyle gerçekten de ülke ortalamasının altındadır. Tek bir dile, örneğin Almanca'ya anadili düzeyinde hakim bir kişinin adının Türk, anne ve/veya babasının Türk olması ve okullarda Almanca eğitim görmesi bu kişinin çeviri yapmaya soyunması için yeterli değildir ve olamaz da. Çevirmenlik önce, söz konusu dillerin konuşulduğu ülkelerle ilgili derin genel kültüre (Studium Generale) sahip olmayı, hatta iki ülkede konuşulan güncel dilin akla gelen her alanda nasıl kullanıldığını özenle takip etmeyi gerektirir. İzleyebildiğim kadariyle Jon kendinde bu özellikleri geliştirmiş bir arkadaş. Sanırım çeviri fiyatlarında daha fazlaya erişememesindeki tek talihsizlik, yaşadığı coğrafyada piyasa koşullarının haksız rekabet nedeniyle bu denli kötü olması.

Son bir söz de, Bosporus'un yazdıklarımdaki "gizemli dokunmalara" ilişkin satırlarına:
Evet, ortalığı karıştırmak istemiyorum; sebebini de, yukarıda yeterince açıkladım sanırım.;)

Hepinize iyi akşamlar.

 
0

Merhaba Levent Bey;

Almanya'daki profesyonel çeviri sektörünün ve meslek anlayışı açısından bana denk gelen çevirmen arkadaşların talep ettiğim fiyatları kabul etmemeleri ve dolayısıyla gelir kaybına uğramam gibi bir sorunum yok. Tam aksine, iş hacmine hakim olamama ve her çeviriyi süresi içinde bitirememe korkusundan yeni kooperasyonlara girmekten dahi çekindiğimi size birkaç hafta önce gönderdiğim özel mesajımda bildirmiştim.

Yaşanan problemlerin nereden kaynaklandığının tam olarak anlaşılabilmesi açısından, Almanya'da çalışıyor olan bizler için burada (her üçünü de çözmenin mümkün olmadığına inandığım) hangi sorunların söz konusu olduğunu, hiçbir detayı gizlemeden ortaya çıkarmak gerekir.

1. Konsoloslukların önünde vatandaşlara takılıp 5-10 Euro'ya çeviri satan simitçiler. Aynı zihniyete sahip, şok indirim ve düşürümlerle Alman çeviri sektörünün fiyat yapılarını alt üst eden, gösterişli web siteleri ve "Onyıllardır hizmetinizde" şeklindeki fantastik sloganlarla piyasayı sulandıran, bunların kimler olduğundan habersiz Alman çeviri bürolarından aldıkları çeviri işlerini, çevirmenlik konusunda kendilerinden daha da yeteneksiz olduklarına gün be gün tanık olduğumuz deneyimsiz-eğitimsiz üniversite öğrencilerine ve stajyerlere yaptıran, özellikle Alman metropollerinin şehir merkezlerine yerleşmiş, sayısı buralarda binlere ulaşmış çaylak ya da uyuşuk çevirmenler.

2. Türkiye'de bulundukları ve bu sayede çoğunlukla vergi de ödemedikleri için bizlerden daha ucuza çalışabiliyor olmanın verdiği avantajdan da yararlanarak, Türkiye'de alabilecekleri paradan çok daha fazlasını kazanmanın açgözlülüğü ile Alman çeviri bürolarına başvuran, sizce de belirtildiği gibi piyasaları ayaklar altına alan fiyatlar bazında iş tekliflerinde bulunan ve böylece müşterilerimizin bir kısmını kaybetmemize yol açan kısmen yetenekli kısmen acemi çevirmen arkadaşlar.

3. Geniş bir deneyime sahip profesyonel bir çevirmenin gerçek uzmanlığa erişebilmek için kaç yıl emek vermek zorunda olduğundan ve çevirmenlik mesleğinin en yüksek düzeylerde ifa edildiğinde entelektüel açıdan neredeyse başka hiçbir meslekle kıyaslanamayacağından zerre kadar bilgisi olmayan, yukarıda belirtildiği gibi "Sen altın mı satıyong" ve buna benzer hakaret niteliğindeki pazarlıkçı zihniyetinden doğmuş aşağılamalarla canımınızı sıkan, konsolosluk kaydımızı kaybetmemek için yarım fiyata "yeminli tecrübanlık" yapmak zorunda kaldığımız ve sanki bu yetmiyormuş gibi çoğu zaman kendilerine hukuki ve idari konularda bedava danışmanlık hizmeti de verdiğimiz şapşal vatandaşlar.

Bu üç soruna da çözüm bulabilirseniz ne mutlu!

 
0

Yorum yapmaktan vazgeçtim...

 
0

"Quadratur des Kreises" bedeutet nicht unbedingt "unmöglich".

Sayın Jon,

mesleğimizin başlıca sorunlarını üç noktada toplayarak mükemmel bir biçimde özetlemişsiniz. Tebrikler.

Haftalar önce size "özel" yoldan gönderdiğim iletiyi kesin bir şekilde öncelikle özel kooperasyonlara girme düşüncesiyle değil, foruma katkılarınızı son derece kayda değer bulduğum için, dolaysız yoldan bir iki kelam etme ihiyacı ile kaleme almıştım.

"tecrübe" yaptırmak için arayan "vatandaşları" yüksek fiyat vererek işinizden uzak tutarsanız, bu nedenle konsolosluklardaki kaydınızı ve haklarınızı kesinlikle kaybetmeyeceğinize eminim.

Bunlara danışmanlık hizmetini vermek zorunda da değilsiniz; velev ki onlara ihtiyaçları olan bilgiyi vermenin "dayanılmaz hafifliği" sizi rahatlatıyor.

Ben, "yeminli çevirmen" sıfatına sahip kişilerin aracı çeviri ofisleriyle işbirliği yaparak JVEG ücretlerinin altında fiyatlarla çalışmalarına da ilke olarak karşıyım. Bu tür bir işbirliği çeviri piyasasındaki bir fırsatın (Nische) değerlendirilmesi şeklinde görülebilir ama doğru değildir. Bence, "Yeminli" çevirmenler Alman yargı kurumlarından doğrudan "iş" alamıyorlarsa, "özel" bazı kanallar üzerinden "iş" toplayan (özellikle eski Doğu Almanya'da hala piyasanın kaymağını yiyen) aracı ofislere bir nev'i yataklık ederek onların piyasadan nemalanmalarına fırsat vermemelidirler. Almanya'da yemin müessesesi değişik eyaletlerde değişik şekillerde uygulanmaktadır. Bu uygulamaların sulandırılmış olması, özellikle Baden-Württemberg Eyaletinde vasıfsız bir çok kişinin, yürürlükte olan yönetmelikler dikkate alınmadan "arka kapıdan" yemin ettirilmesi sonucunda "Türkçe çeviri piyasası" ayaklar altına düşmüş, ortalık kendini çevirmen sanan ve çoğu da konsolosluklar çevresinde yuvalanan ucubelerle dolmuştur. 1980'i takip eden yıllarda mahkemelerde bir çok "yeminli çevirmen" sıfatlı kişi için çevirmenlik yaptım. Bu da durumun ne kadar acıklı boyutlara erdiğini göstermiyor mu?

"Ne iş olursa yaparım ağabey"ciler, gündeliği doğrultabilmek için "bir çay parasına" dokuz takla atıyor. Bir çoğu gelecek ayı nasıl çıkaracağının endişesi içinde yaşıyor. Türkçe-Almanca çeviri alanında uzmanlaşmış, ciddi çalışmayı kendilerine düstur edinmiş olanlar bu işin ucundan tutmak, soruna ciddi bir yaklaşım sergilemek ve işbirliği yapmak zorundadır (es besteht ein gewisser Zwang zur Kooperation). Yapılan araştırmalara göre dünyada çeviri ihtiyacı her yıl ortalama %10 oranında artmaktadır. Türkiye'nin ekonomik alanda son yıllarda gösterdiği performans hukuk ve ekonomik ağırlıklı çevirilere olan ihtiyacı arttırmıştır. Düzensiz bir ortam bu yükü uzun vadede kaldıramaz. Emeğinin hakkını arayan her çevirmen aracıya para yedirmemeye gayret sarf etmelidir. Bir geçiş dönemi yaşanıyor. Bugüne kadar gelirini "Gastarbeiter" kesiminden sağlayan kesim için yol bitmiştir. Türkçe, Türkiye'de ve Almanya'da sadece aile içinde konuşulan bir dil değildir. Türkçe bünyesinde bir çok dili (Arapça/Farsça vb.) ve kültürü barındıran, birey ve kurumların iletişimini sağlayan son derece fonksiyonel bir "araç"tır (Türkisch ist eine Mehrzahl von Sprachen!). Bence işini hakkıyla yapabilen çevirmenlerin gelecekteki kazanç kaynağını resmi ve özel kuruluşlar arasındaki yazışmalar, hukuk, teknik ve ekonomik konu ağırlıklı dokümanlar teşkil edecektir. Geçimini çevirmenlik mesleğinden sağlamak isteyenler kendilerini çeviri yapacakları tüm uzmanlık dallarında en iyi biçimde eğitmek zorundadır; bu da kolay değildir. Çeviri işinden sadece aracılık yoluyla para kazananların (box shifter / Umtüter) yolunu kesmek emeğinin hakkını arayan her çevirmenin hedefi olmalıdır.

Bir siyasetçi söylemine dönüşen yukarıdaki satırlara daha fazla devam etmek istemiyorum. Umarım düşündüklerim hakkında biraz da olsa fikir edinme imkanı bulabildiniz. Benim idealim, uzmanlaşmış çevirmenlerin birbirleri üzerinden kar sağlama amacı gütmeden birlikte çalışmalarını sağlayacakları, büyük işleri zamanında yetiştirmek için paylaşacakları, sağlıklı bilgi ve deneyim alışverişinde bulunabilecekleri bir bir ortam oluşturulmasında yatıyor.

Bu tartışmanın konumuzun özüne bağlı kalınarak, fazla yoruma kaçmadan sürdürulmesinde yarar olduğu görüşündeyim.

 
0

Bu konuda Alman Çevirmenler Birliği (BDÜ) tarafından yayınlanan

Honorarspiegel für Übersetzungs- und Dolmetschleistungen für 2009

isimli kitabı okumanızı tavsiye ederim...

 
0

McB schrieb
Honorarspiegel für Übersetzungs- und Dolmetschleistungen für 2009
isimli kitabı okumanızı tavsiye ederim...



Bu kitaptaki satır ücretlerinin nasıl oluştu(ruldu)ğunu biliyor musunuz?

Listelenen diller için kaçar kişi fiyatlarını bildirmiş ?

 
Seite 2 / 2 Vor
  
Arbeitet

Bitte Anmelden oder Registrieren




Almanca Türkçe Sözlük Forumu DasForum’a hoşgeldiniz! Almanca öğrenmek isteyenlerin, Almanca öğretmenlerinin, Almanca eğitmenlerinin, çevirmenlerin ve mesleği gereği Almanca ile içli dışlı olan herkesin ihtiyacına uygun 25 bin civarında üstün kaliteli kaydın yer aldığı forumun kullanımı tamamen ücretsizdir. Forumda yer alan metinleri okumak için kaydolmanıza gerek yoktur. Yeni bir konu açmak ya da forumdaki bir yazıya cevap yazmak isteyenlerin ise DasForum’da ücretsiz bir hesap açmaları gerekmektedir.

DasForum’da saygın bir üslup ve dostane bir atmosferin hakim olduğunu özellikle belirtmekte fayda var.  Forumdaki bir diğer önemli konu ise soruların soruluş şekliyle ilgili. Bu yüzden DasForum’da yeni bir konu açmadan önce forum içinde araştırma yapmanın yanı sıra, Almanca dilinde yazılmış bu metni ve bu metne cevaben yazılı Türkçe metni okumanızı salık veririz.


Herzlich willkommen im kostenlosen, originalen deutsch-türkischen Lern- und Übersetzungsforum von DasSözlük! Das Forum ist ein Teil von DasSözlük und dient als kostenlose Austauschplattform für alle User. professionelle Übersetzer, Sprachwissenschaftler, Lehrer, Autoren, Journalisten sind hier genauso willkommen wie Türkisch-Lernende oder andere Laien.




LÜTFEN DİKKAT:

Eski CafeUni-hesaplarının tamamına yakınını yeniden kullanıma açmayı başarabildik. Forumdaki eski hesabını aktifleştirmek isteyenlerin şifremi unuttum fonksiyonunu kullanması rica olunur.
Eski forum kayıtlarının DasSözlük’e aktarımı esnasında bazı yazıların yanlışlıkla farklı bir rumuz altında yayına girdiğini tespit ettik. Aktarım işleminin bu amaç için geliştirdiğimiz özel bir yazılım ile yapıldığını belirtir bu durumdan olumsuz etkilenen tüm kullanıcıların affına sığınırız. Sözkonusu sorunu elle düzeltmek bir hayli meşakatli olacağı için çok gerekmediği müddetçe bu şekilde devam edilmesi ricamızı kabul etmenizi dileriz.

CafeUnis alte Forum ist wieder online! Wer sich im Forum einloggen will, wird gebeten die „Kennwort-Vergessen-Funktion“ zu benutzen. Wir konnten fast alle Accounts retten.


AFRtour: Almanya Fuar Turu B2B Partneriniz. Transfer, rehber, şehir turu, otel vb.

Baklava7 : Baklava AVM’si. Dünyanın ilk tatlı ürünler sipariş pazarı

SuperSözlük: Büyük Türkçe deyimler, atasözleri, eş, benzer ve zıt anlamlılar sözlüğü.

WebDolmetscher: Alman mahkemeleri ve devlet dairelerinde geçerli Türkçe-Almanca mükemmel çeviri.