Almanca Türkçe Sözlük Forum

Yürüyüs, Kosu - Yine cok ACIL  

Seite 1 / 2 Nächstes

0

Herkese Selamlar,

ben bir türlü gehen, laufen, rennen in farkini anlayamadim. Sizden ricam bana bunu aciklarmisiniz. Yalniz hakikaten "idiotensicher" :)) derler ya o sekilde olursa bana daha yararli olur.

Mesela ben her gün yürüyüsümü ihmal etmem.

Baska misallerde verebilirseniz sevinirim.

Simdiden tskler!!!!

 
0

gehen ---> gitmek, yürümek
laufen ---> yürümek, hızlı yürümek, koşmak
rennen ---> koşmak,

Problemini anlıyorum. Almanca'da " Her sabah bir saat yürüyorum (yürüyüş yapıyorum)" demek için;
Jeden Morgen laufe ich.... tam olmuyor:)-D
Jeden Morgen gehe ich... hiç olmuyor :)-D

"Walken" İngilizce ama en doğrusu gibi geliyor bana.
Arkadaşlardan daha profesyonelce teklifler geleceğini umuyorum.
LG

 
0

cok tesekkür ederim. Walken´i biliyorum, fakat dedigim gibi ben almanca kelimelerle cümlemi kurmak istiyorum.

LG
Ayten

 
0

Cesurly'nin yazısına devam edip, ben biraz genel bir açıklamayı deneyeyim

Bir yere gidip gitmemek konusunu genel anlamda ifade etmek için sadece "gehen" kullanabilirsin.
"Almanya'ya mı gideyim yoksa Türkiye'de mi kalayım, bilmiyorum". Bu örnekte "gehen"den başka birşey kullanamazsın [Tabii "taşınmak" gibi daha özel kelimeler dışında].
Yani "gehen"in bu genel anlamının "yürümek" ile bir ilgisi yok. "Ins Paradies gehen ==> Cennete gitmek" örneğinde olduğu gibi. Daha çok bir "mekan değiştirmek" ile ilgisi var.

"Laufen" ise sadece "koşmak" değil, genel olarak "zu Fuß gehen" ile eş anlamlı, yani "gitme" eyleminin bacaklar kullanılarak yeryüzündeki mekanik yönünü ifade ediyor.
Bacaklarla yapılan bu eylemin, normal yürümekten koşu yapmaya kadar olan tüm boyutunu ifade ediyor.
Kavram olarak, "uçmak, yüzmek, sürünmek vs." gibi somut hareket kavramlarıyla aynı gruba girer. Zemin üzerinde bacaklarını kullanarak hareket etmek.
Mesela yürümeyi öğrenen çocuklar için "gehen lernen" kullanılmaz, "laufen lernen" kullanılır, çünkü öğrenilen hareket teknik olarak "laufen"dır.

İki özel duruma dikkat çekmek istiyorum:
1) Bazı durumlarda kontext içerisinde "Ich laufe lieber" yerine "Ich gehe lieber" de kullanılıyor [örneğin bir araca binme alternatifi söz konusuysa]. Fakat bu sadece kontext biliniyorsa olabilir. Kontext olmazsa, yürümeyi değil, "oradan gitme/ayrılma/yola çıkma kararını" ifade eder. Yürümeyi özellikle ifade etmesi için "zu Fuß" eklenmesi gerekir.
2) Özel durumlarda, "gehen" ile "laufen" arasındaki sınır çok incelebilir. Mesela doktor hastasına yerinde saymasını söylerken, bu mekanik bir hareket olmasına rağmen, "Laufen Sie auf der Stelle!" demez, çünkü "laufen"in "gehen"e kıyasla daha çok "koşma"yı ifade eden bir tarafı var. Doktor, "Gehen/Marschieren Sie auf der Stelle" der. Yani, "laufen"in yanlış anlaşılabileceği böyle durumlarda, "normal yürüme" hareketini teknik olarak "gehen" ifade ediyor/edebiliyor.

"rennen" ise daha özel bir kavram ve (hızla, bünyenin elverdiği süratle) koşmayı, sporda "yarışmayı", duygusal anlamda "acelesi olmayı; telaşı" ifade ediyor. Burada "koşma" eyleminin teknik yönü değil, yapılan şeyin nedeni ve içinde bulunulan ruh hali ilgilendiriyor.
Mesela çocukların koşması için de "rennen" kullanılıyor, çünkü çocukların koşması teknik ve ölçülü bir hareket değil, duygusal bir hareket.

"yürüyüş yapmak", Almancada "gezinti yapmak" anlamına gelen "spazieren gehen" ile ifade ediliyor.
Cesurly'nin verdiği örnek cümle de bence en uygun burada çevrilir.
"Her sabah bir saat yürüyorum (yürüyüş yapıyorum)" ==> Jeden Morgen gehe ich eine Stunde spazieren.

Aslında senin şu anda elinde örnek cümleler varsa, onları yaz, nerede ne kullanılacağı örneklerle daha kolay anlaşılır.

 
0

Öncelikle cok cok tesekkür ederim verdiginiz ayrintili bilgi icin.

1. Ich gehe täglich im Park spazieren.

2. Da man 10.000 Schritte am Tag machen sollte, um gesund zu bleiben, gehe ich im Park spazieren. (Oldumu? spor anlaminda söylemek istiyorum ben)

3. Noch bevor meine Freunde kamen bin ich zum Supermarkt gerannt, um Getränke zu kaufen.

Simdiden cok cok tesekkür ederim.

 
0

Rica ederim, zevkle.

Her üç cümledeki kullanım da doğru.
Yalnız, ikinci cümle doğal bir yürüyüşü kastediyorsa doğru. Bu yürüyüş çok hızlı da olabilir. Spor derecesinde hızlı bir deneme de olabilir. Bunların hepsini (schnell, zügig, in schnellem Tempo) Spaziergang altında toplayabiliriz.
Ama eğer "Walking" olarak bilinen özel spor dalının tekniği kullanılıyorsa - ki karşılaştığımız kişiler bunun normal ve hatta hızlı bir yürüyüşten farklı olduğunu hemen göreceklerdir - o zaman bu özel bir durum olur ve "walken" sözcüğü daha doğru olur.
Üçüncü cümle, "rennen" için çok güzel bir örnek. Burada "geeilt" ile eş anlamlı.


İlk yazımdaki özel durumlar konusuna bir ek yapmak istiyorum:

Asıl ayırma güçlüğünü yaratan yer de zaten tam burası. Normal bir hızdaki yürüme eylemini ifade etmede, yerine göre "gehen" ya da "laufen" kullanılabiliyor.
Yukarıdaki örneği devam ettirirsek
Gehen Sie auf der Stelle!
Gehen Sie im Raum!
Gehen Sie im Kreis!
Gehen Sie weiter!
Gehen Sie rückwärts!
Bütün bu örneklerde "gehen" kullanılıyor/kullanılabiliyor, çünkü yanında hep yardımcı bir kelime var. "gidişin/yürüyüşün" şeklini veya yönünü de söyleyerek, "gehen" ile "yürüme" kastedildiğini belirtiyor.
Ama sadece
"Gehen Sie!
denilirse, o zaman bu, yürümeyi değil, orayı terketmeyi ifade eder.
Yukarıdaki örneklerde "laufen" kullanılsa - ki kontext içerisinde doğru anlaşıldığı yerlerde kullanılabilir -, o zaman bununla sadece normal yürümek mi yoksa koşmak mı kastedildiği kesin bilinemeyebilir. Bu yüzden, kullanılabilecek bütün bu yerlerde, normal yürümeyi ifade etmek için "gehen" teknik anlamda da "laufen"in yerini alıyor.

 
0

Sözün kısası: rennen = hızlı koşmak

 
0

Hızlı koşmak (schnell laufen) izafi bir kavram.
"Die Schildkröte rannte um ihr Leben"
Burada ne kadar hızlı koşmaktan söz edilebilir. Ama kaplumbağa kendi bünyesine göre rekor kırıyor.
Bence, "rennen", bu nedenle, koşan canlının gerçek süratinden çok, içinde bulunduğu duruma, harcadığı efora, taktığı vitese gönderme yapan bir kavram.
Tabii ki yüzeysel ve sözlük anlamıyla koşmak, ve de hızlı koşmak. Fakat bunu "laufen"de çevirebilir. Biz burada "rennen"in "laufen"den farkını açıklamak durumundayız.
Nereye kadar "laufen"? Ve nereden itibaren "rennen"?
Yukarıda da yazdığım gibi, bence farkı yaratan "işin sürati" değil, "işin nedeni" ve "hareket noktası".
Laufen, olayın sadece matematik yönünü ifade ederken, rennen, olayın sebep, hedef ve irade yönünü vurguluyor.
"Die Kinder rennen wieder auf dem Schulhof". Neden burada "laufen" fiili ifade olarak zayıf kalır? Çünkü "rennen", çocukların oyun amacıyla ve oyunun heyecanıyla normal gidip gelmelerden daha hızlı hareket ettiklerini ve yerlerinde duramadıklarını ifade ediyor. Cümlenin çevirisi de "Çocuklar yine okulun bahçesinde koşuşturuyorlar" olur.
Buna sadece "hızlı koşmak" demek yetmez bence. Zaten bu anlamı sözlükte de var ve soruyu soran kişinin sözlüğe bakması yeterli olurdu. Ya da ben soruyu yanlış anlamışım ve sözlüğe havale etmek yerine bu kadar şeyi boşuna yazmışım;-) Zaten bazen kendi kendime kızmıyor da değilım, neden bu kadar ayrıntıya giriyorum diye;-)

Şaka bir yana Ultima Ratio kardeşim, bütün samimiyetimle söylüyorum, bu vesileyle tanıştığımıza memnun oldum. Bu foruma katılırken beni cezbeden şeylerden birisi, o zaman "Burada çok yetkin çevirmenler var" cümlemle de ifade ettiğim gibi, yakınlık duyduğum senin gibi değerli/özel bir iki çevirmenin varlığıydı. Bu yakınlığı sadece çeviri becerisi açısından değil, kişilik olarak da kastediyorum. Sonradan nedense pek devam etmediniz.
Sevgi ve saygılar

 
0

“Laufen” kelimesinin manasını anlamak için, yazı dilini konuşma dilinden ayırt etmek gerekir.
Yazı dilinde “laufen” koşmak, en azından acele ile yürümek demektir.
Konuşma dilinde “laufen” aynen “gehen” gibi yürümenin manasında kullanılabilir.
Örneğin, “istasyona yürüdüm” ifade etmek için, konuşma dilinde “ich bin zum Bahnhof gegangen” ya da “ich bin zum Bahnhof gelaufen” söylemek mümkün. Yazı dilinde ise, “ich bin zum Bahnhof gelaufen” diye yazmak “istasyona koştum” gibi yanlış anlanabilir.
Hangisinin yerinde olması kullanılan dil seviyesine bağlı.
Ayten’in örneğinde, “jeden Morgen laufe ich eine Stunde” yazı dilinde “koşuyorum, jogging yapıyorum” gibi anlanacak. Eğer hızlı yürüyüş değilse, “jeden Morgen gehe ich eine Stunde” demek yerindedir.
Konuşma dilinde, “jeden Morgen laufe ich eine Stunde” yavaş harekete aynen hızlı harekete gibi uyar; “jeden Morgen gehe ich eine Stunde” yalnız ölçülü hıza uyar.
Alternatifler:
“Jeden Morgen gehe ich eine Stunde spazieren.” – Gezinti yapıyorum demek, yalnız oldukça yavaş ve rahat yürüyüşlere uyar.
“Jeden Morgen wandere ich eine Stunde.” – “Wandern” de yürümek demektir, ama yalnız oldukça uzun yollara uyar. Eğer yürüyüş bir saat sürüyorsa, “wandern” kelimesi yersiz değildir.
“Jeden Morgen marschiere ich eine Stunde.” – “Marschieren” de yürümek demektir, ama bilhassa yürüyen askerler veya asker gibi dinç olarak yürüyen kişiler hakkında söylenir. Rahat dolaşan kişilere uymaz.
Halk ağzında “jeden Morgen latsche ich eine Stunde” de söylenir. – “Latschen” kelimesi hiç hochdeutsch değildir, bilhassa zahmetli, yorucu yürüyüşlere uyar.
Vasıta ile gitmeye “gehen” denmez, normal Almancası “fahren” (veya uçakla “fliegen”). “Reisen” (yolculuk yapmak) de demek mümkün, ama aynen Türkçede gibi yalnız uzun yollara uyar.
Vasıta ile Türkiye’ye giden kişi de “ich gehe in die Türkei” diyebilir. “Ich gehe” dediği takdirde, manası genellikle: Türkiye’ye taşınıyorum. Oturma yerini değiştirmeyen, yalnız geçici bir yolculuk yapan kişi “ich fahre (fliege)” veya “ich reise” diyecek. Demek ki, “gehen” kelimesi “taşınmak” manasında da kullanılır.
Ayrı durumlar:
“Das Kind lernt laufen”, Maitreya’nın andığı gibi, yazı dilinde de “çocuk yürümeyi öğreniyor” demektir.
“Ich bin den ganzen Tag herumgelaufen” yazı dilinde de “bütün gün dolaşıyordum” demektir; hız farketmez. O deyim, elbette, konuşma dilinden geliyor, en yüksek hochdeutsch değildir.

 
0

Bu kadar "bilimsel" açıklamalara gerek olduğunu düşünmüyorum. Rennen = schnell, in großem Tempo, meist mit ausholenden Schritten laufen = hızlıca koşmak ! Elbette çeviri sırasında yerine göre farklı şekillerde yorumlanabilir, ancak Ayten hanım sadece farkı sormuştu... Selamlar

 
0

Öncelikle hepinize yardimlarinizdan dolayi tesekkür ederim. Maitreya´nin ayrintili aciklamasindan sonra birde Michael Fey´in ilavesi benim icin cok faydali oldu. Simdi tam olarak anladim diyebilirim. Ayrica verilen örneklerde anlamami bayagi bir kolaylastirdi.

Ultima Ratio ya demek istedigim. Böyle durumlarda bilimsel ayrintili aciklamalar daha yararli oluyor. Cünkü ben tercüme istemedim. Ben her bir kelimenin türkce karsiligini biliyorum zaten. Sadece uygulamalarda emin olmuyordum. Bunuda belirtmek istedim.

Hoscakalin :)

 
0

Teşekkür ederim, Ayten Hanım.
Siz yazmasaydınız, ben Ultima Ratio'ya belki de tekrar yazmak zorunda kalacaktım. Pek kararlı değildim, bunu böyle mi bırakayım yoksa devam mı ettireyim diye.

Ayrıca ben bilimsellik iddiasında bulunmuyorum; anladığım, öyle bildiğim, hissettiğim şeyi yazıyorum.
Bu gibi bazı birkaç konuda - mesela "und zwar" veya "Herausforderung" konularında da bu böyleydi - beni gayri ihtiyari biraz ayrıntılı yazmaya iten sebep de şu:
Bu konuların çoğu kişiyi ilgilendirdiğini düşünüyorum. Ve böyle konuların sözlük ya da basit gramer kitapları yardımıyla kolayca anlaşılamayacağını biliyorum.
Ben de Almancayı yabancı dil olarak sonradan öğrendim ve Türkçeden bakan kişi için açıklama ihtiyacı duyulabilecek yerleri kendim yaşadım.
Diğer yandan bu forumun kalıcı olacağını ve ilerde de ihtiyacı olan kişilerin arama motoru yardımıyla bu konuları bulacağını düşünüyorum.
Ayrıca, yazdığım şeyler için "bu böyledir, başka türlü değildir" iddiasında da bulunmuyorum. Doğrusunu veya daha iyisini bilen, yazsın, ben de öğrenmiş olayım.

 
0

Sayın Katılımcılar; Evet, açıklamalarınızı okuduktan sonra biraz hak vermeye başladım. Galiba pek empati kurmadım ve herkesin iki dille büyümediğini, sürekli iki dilde çalışmadığını, aradaki farklılıkları ve zaman zaman karşılıksızlıkları hissedemeyebileceğini göz ardı ettim. Ayrıca bu ortamın sadece "çeviri" ile ilintili olmadığını, farklı açılardan açıklamaların da istendiğini dikkate almak gerekiyor... galiba.

 
0

Merhaba Arkadaşlar,

Bu foruma tesadüfen rastladım ve daha önce sadece bir kez yazışma fırsatı bulabildiğim “Maitreya” nikini görünce, ben de birkaç cümle yazmaya karar verdim.

“Maitreya” beni, çevirideki üstün bilgisiyle her zaman etkilemiştir. Doğuştan yetenek diye buna derler herhalde. Getirdiği yorumlara bakıldığında, bir çeviribilimciden hiçbir farkı yok.

Üstelik paylaşımcı özelliği ve [Ayrıca, yazdığım şeyler için "bu böyledir, başka türlü değildir" iddiasında da bulunmuyorum.
Doğrusunu veya daha iyisini bilen, yazsın, ben de öğrenmiş olayım] tarzı düşüncesi, onu bir o kadar daha değerli kılıyor.

Bence, bu forumda, bu tür arkadaşlardan faydalanmak gerekiyor.

Bu arada, Maitreya ve Cesurly arkadaşlarımı ve hepinizi selamlıyor, hepinize çalışmalarında başarılar diliyorum.

 
0

Merhaba sevgili Zafer, sevgili hemşerim, Çukurova'dan ılık bir rügar gibi estin, yüzüme bir tebessüm getirdin, yerleşti kaldı, ayrılmıyor. Yüzümdeki kızarıklık diğer yandan...

Rica ederim, asıl ben sizleri, en başta seni, Ultima Ratio'yu ve burada rastladığım diğer bir iki arkadaşı derin tecrübeleriyle çeviri mesleğinin büyük ustaları olarak görüyorum.

Aslında ben sana karşı mahcubum. O zaman senin forumuna uğrarım, haberleşiriz, diye ayrılmıştık, sonra ben ortadan kayboldum, ne uğradım ne de mail yazdım. Bu tam da kendi forumumu kapatma dönemine rastgelmişti ve ben o yorgunluğun ardından uzun bir süre forumlar ve internetten uzak durmayı tercih etmiştim. Daha sonra ise senin de forumunun kapalı olduğunu gördüm.
Sık sık aklıma geldin, arayıp yeni bir girişimde bulunayım mı diye düşündüm, bir türlü kısmet olmadı. Şimdi ise CafeUni'de yine sık sık düşündüm, acaba Zafer de günün birinde uğrar mı diye.

Bugüne kısmetmiş. Çok sevindim. Hoş geldin! Görüşmek üzere!:)-D

 
Seite 1 / 2 Nächstes
  
Arbeitet

Bitte Anmelden oder Registrieren




Almanca Türkçe Sözlük Forumu DasForum’a hoşgeldiniz! Almanca öğrenmek isteyenlerin, Almanca öğretmenlerinin, Almanca eğitmenlerinin, çevirmenlerin ve mesleği gereği Almanca ile içli dışlı olan herkesin ihtiyacına uygun 25 bin civarında üstün kaliteli kaydın yer aldığı forumun kullanımı tamamen ücretsizdir. Forumda yer alan metinleri okumak için kaydolmanıza gerek yoktur. Yeni bir konu açmak ya da forumdaki bir yazıya cevap yazmak isteyenlerin ise DasForum’da ücretsiz bir hesap açmaları gerekmektedir.

DasForum’da saygın bir üslup ve dostane bir atmosferin hakim olduğunu özellikle belirtmekte fayda var.  Forumdaki bir diğer önemli konu ise soruların soruluş şekliyle ilgili. Bu yüzden DasForum’da yeni bir konu açmadan önce forum içinde araştırma yapmanın yanı sıra, Almanca dilinde yazılmış bu metni ve bu metne cevaben yazılı Türkçe metni okumanızı salık veririz.


Herzlich willkommen im kostenlosen, originalen deutsch-türkischen Lern- und Übersetzungsforum von DasSözlük! Das Forum ist ein Teil von DasSözlük und dient als kostenlose Austauschplattform für alle User. professionelle Übersetzer, Sprachwissenschaftler, Lehrer, Autoren, Journalisten sind hier genauso willkommen wie Türkisch-Lernende oder andere Laien.




LÜTFEN DİKKAT:

Eski CafeUni-hesaplarının tamamına yakınını yeniden kullanıma açmayı başarabildik. Forumdaki eski hesabını aktifleştirmek isteyenlerin şifremi unuttum fonksiyonunu kullanması rica olunur.
Eski forum kayıtlarının DasSözlük’e aktarımı esnasında bazı yazıların yanlışlıkla farklı bir rumuz altında yayına girdiğini tespit ettik. Aktarım işleminin bu amaç için geliştirdiğimiz özel bir yazılım ile yapıldığını belirtir bu durumdan olumsuz etkilenen tüm kullanıcıların affına sığınırız. Sözkonusu sorunu elle düzeltmek bir hayli meşakatli olacağı için çok gerekmediği müddetçe bu şekilde devam edilmesi ricamızı kabul etmenizi dileriz.

CafeUnis alte Forum ist wieder online! Wer sich im Forum einloggen will, wird gebeten die „Kennwort-Vergessen-Funktion“ zu benutzen. Wir konnten fast alle Accounts retten.


AFRtour: Almanya Fuar Turu B2B Partneriniz. Transfer, rehber, şehir turu, otel vb.

Baklava7 : Baklava AVM’si. Dünyanın ilk tatlı ürünler sipariş pazarı

SuperSözlük: Büyük Türkçe deyimler, atasözleri, eş, benzer ve zıt anlamlılar sözlüğü.

WebDolmetscher: Alman mahkemeleri ve devlet dairelerinde geçerli Türkçe-Almanca mükemmel çeviri.