Dolmetscher cermen dillerine
Tılmıçır
kelimesinden geçmiş olduğunu Dr. Scheinhardt bana anlatmıştı. Bu kelime eski Türkçe imiş.
Şimdi dilmaç diye bir kelime üretilmiş, ama tanıyan yok. Türkmence (Dilmaaç)
http://www.wissen.de/wde/woerterbuecher/tuerkisch-deutsch/dilma%E7
[1] Konuşulan bir dili bir veya birkaç dile sözlü olarak çeviren kişi
http://tr.wiktionary.org/wiki/dilma%C3%A7
çevirici Konuşulan bir dili bir veya birkaç dile sözlü olarak çeviren kişi
çevirmen Yazılmış ve basılmış metinleri bir dilden bir veya birkaç dile çeviren kişi
"Dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, muvaffakiyet için, en hakiki mürşit ilimdir, fendir; ilim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir. Yalnız, ilim ve fennin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının tekâmülünü idrak etmek ve terakkiyatını zamanında takip eylemek şarttır. " Mustafa Kemal ATATÜRK
Levent'in yukarıdaki açıklamalarına ilişkin fikir ve önerilerimi paylaşmak istiyorum.
Bundan böyle;
Almanya'da kazanmış olduğumuz Übersetzer und Dolmetscher statüsünü belirleyen (örn. kaşe ve mühürlerimiz üzerindeki) unvanlarımızı Türkçeye çevirirken:
Dolmetscher'i tercüman,
Übersetzer'i de mütercim
olarak çevirmeliyiz diye düşünüyorum.
Sadece "Übersetzer" teriminin geçtiği kaşe ve mühürlerde ise (yani örn. benim gibi "Dolmetscher" olmayıp "Übersetzer" konusunda uzmanlaşmış olanlar):
Übersetzer terimini, Türkiye'de "mütercim"den çok daha yaygın olan
tercüman karşılığı ile çevirelim.
İşimizin teknik-teknolojik yanlarını vurgulayan "Sprachmittler" terimini Türkçeye aktarmak için de, özellikle ticari-endüstriyel çeviri ortamında olmak üzere çevirmen karşılığını kullanalım.
Kısacası; Türk makamlarınca okunacağını bildiğimiz resmî belge çevirileri üzerinde (ve bunların üzerine basacağımız mühürlerimizde) "çevirmen" ve "çeviri" kavramlarını mümkünse kullanmamaya çalışalım.
Şimdi de, tüm unvanların karşılıkları için önerilerimi takdirlerinize sunuyorum:
Staatlich geprüfter Übersetzer und Dolmetscher = Alman Eğitim Bakanlığından Yüksek Sertifikalı Mütercim-Tercüman; daha kısası: Bakanlık Sertifikalı Mütercim-Tercüman ya da Yüksek Sertifikalı Mütercim-Tercüman ("Bakanlık Sertifikalı" bana daha cazip geliyor)
Staatlich anerkannter Übersetzer und Dolmetscher = Alman Sanayi ve Ticaret Odasından Sertifikalı Mütercim-Tercüman; daha kısası: Sertifikalı Mütercim-Tercüman
Allgemein beeidigter Übersetzer und Dolmetscher = Yeminli Mütercim-Tercüman
Vereidigter Übersetzer und Dolmetscher = Yeminli Mütercim-Tercüman
Allgemein beeidigter Übersetzer und Dolmetscher für die türkische Sprache für die Gerichte und Notare des Landgerichtsbezirks XY / des Oberlandesgerichtsbezirks XY = XY Bölge Mahkemesinin / XY Yüksek Eyalet Mahkemesinin İdaresi Altındaki Mahkeme ve Noterliklerin Onayına Sahip Yeminli Mütercim-Tercüman; yeminliliğimizin sadece bu bölge ile sınırlı olduğu iddiasıyla çevirilerimizin kabul edilmemesi sorununun yaşanmaması için de bir alternatif olarak: T.C. XY Başkonsolosluğunda ve XY Bölge Mahkemesi Başkanlığında / XY Yüksek Eyalet Mahkemesi Başkanlığında Kayıtlı, Adli Makam ve Noterliklerce Onaylı Yeminli Mütercim-Tercüman
(Not: Bir başkonsoloslukta kayıtlı olduğumuzu belirtmekte her zaman fayda vardır. Bu niteliğin tüm diğer unvanlara da eklenmesi tavsiye olunur.)
Öffentlich bestellter, (allgemein) beeidigter / vereidigter Übersetzer und Dolmetscher = Resmî Makamlarca Görevlendirilen Tercümanlık Mutemedi ve Yeminli Mütercim-Tercüman veya Resmî Makamlarca Onaylı Yeminli Mütercim-Tercüman (Bu ikincisi benim favorimdir!)
Ermächtigter Übersetzer und Dolmetscher = Mahkeme Başkanlığından Yetkili (veya: Mahkeme Başkanlığınca Yetkilendirilmiş) Yeminli Mütercim-Tercüman veya kısaca Yeminli Mütercim-Tercüman
(Dikkat: Birinci seçeneği kullanarak "yeminli" kelimesini unutursak Türkiye'de "Kardeşim, bu tercümeyi kabul etmiyoruz" diyebilirler. Bildiğimiz gibi, eyalet içi idari sistemde "beeidigt" ya da "vereidigt" sözcüğünün yer almadığı Alman eyaletlerinde bu sözcüklerin yerine "ermächtigt" kavramı geçiyor, yani pratikte "ermächtigt" ile "yeminli" arasında pek bir fark yok.)
Urkundenübersetzer = ya Mütercim ya da bildiğimiz Tercüman (yukarıda belirtilen kriterlere göre hangisi daha uygunsa)
Diplom-Übersetzer = Mütercim-Tercümanlık Fakültesi Mezunu Mütercim veya Üniversite Diplomalı Mütercim
Önemli not: Mühürlerinizde baş harflerin (veya tüm karakterlerin) büyük yazılmasına dikkat ediniz, örneğin:
Yeminli Mütercim-Tercüman ya da YEMİNLİ MÜTERCİM-TERCÜMAN
Ich hab in der Zwischenzeit über "öffentlich bestellt" nachgedacht. Natürlich ist meine erste Arbeitsversion "resmi onaylı" totaler Quatsch, denn das bedeutet soviel wie "amtlich beglaubigt" (z.B. im Sinne von amtlich beglaubigte Urkunde oder amtlich beglaubigte Fotokopie/Abschrift).
Dummerweise ist es gar nicht so einfach, eine zuverlässige Information darüber zu finden, was "öffentlich bestellt" denn eigentlich bedeutet. Im Dienstleistungsportal Bayern gibt es dazu die folgende Definition, zwar nur bezogen auf Sachverständige, doch das ist ja auch auf Übersetzer übertragbar:
"Die öffentliche Bestellung und Vereidigung ist die in Deutschland vorgesehene, öffentlich-rechtliche und gesetzlich geschützte Auszeichnung für besonders qualifizierte und vertrauenswürdige Sachverständige[...]. Die öffentliche Bestellung hat den Zweck, Gerichten, Behörden und der Öffentlichkeit besonders sachkundige und persönlich geeignete Sachverständige zur Verfügung zu stellen, deren Aussagen besonders glaubhaft sind. [...] Öffentlich bestellte und vereidigte Sachverständige erkennt man an der gesetzlich geschützten Bezeichnung "öffentlich bestellt und vereidigt".
Mit anderen Worten: Die Formulierung "öffenlich bestellt" steht nie alleine da, sondern ist automatisch an "vereidigt" bzw. "allgemein beeidigt" gekoppelt.
Spontan hätte ich für "öffentlich bestellt" schon ein paar neue Ideen (siehe unten), bin aber bereit, diese sofort wieder fallenzulassen:
Resmî makamlarca görevlendirilen
Resmî atamalı
Resmen atanmış
Resen atanmış (re'sen = von Amts wegen)
Resmî görevli
Resmen görevli
Resen görevli (re'sen = von Amts wegen)
Das Problem ist: Wir brauchen wirklich etwas Gutes für "öffentlich bestellt", denn es könnte auch jederzeit passieren, dass wir z.B. einen Titel wie "öffentlich bestellter und vereidigter Gutachter" ins Türkische übersetzen müssen.
Daher hatte ich soeben den Gedanken, dass es bei "öffentlich bestellt" ja weniger um die öffentliche Bestellung als vielmehr um das große Vertrauen geht, das die Behörden einem "öffentlich bestellten und vereidigten/beeidigten" Menschen aufgrund seiner Kompetenz entgegenbringen. Wir bräuchten im Türkischen also einen Begriff, der dieses Vertrauen der Behörden in diese Person ganz klar zum Ausdruck bringt. Hier einige Vorschläge, die zwar teilweise stark in Richtung "Gutachter"/"Sachverständiger" gehen, aber ein guter Übersetzer ist ja auch nichts anderes als ein Sachverständiger!
mutemet
ehlihibre
ehlivukuf
eksper
mütehassıs
uzman
Rein theoretisch könnte man sogar aus den beiden Gruppen etwas zusammenbauen, indem man aus der unteren Gruppe einen der Begriffe wählt, die nicht zu sehr nach "Sachverständiger" klingen (also: mutemet, mütehassıs oder uzman):
öffentlich bestellter, (allgemein) beeidigter/vereidigter Übersetzer und Dolmetscher = Resmî makamlarca görevlendirilen tercümanlık mutemedi ve yeminli mütercim-tercüman
Ich weiß, das klingt sehr osmanisch, aber meiner Meinung nach könnte dies eine sehr präzise Übersetzung sein. "Mutemet" ist meiner Meinung nach auch ganz treffend, denn es bedeutet sowohl "Beauftragter" als auch "Vertrauensperson". Was meint ihr zu diesem neuen Vorschlag?
Levent schrieb:
> Ben hemfikirim.
>
> Kanımca, son önerilerden sonra yukarıdaki
> biçimi alan mükemmele ve akla en yakın
> karşılıkları standart olarak üstlenebiliriz.
>
Tamam. Şimdi yukarıdaki baytırağımda "Öffentlich bestellt"i de düzelttim (son değişiklik: Resmî makamlarca görevlendirilen tercümanlık mutemedi ve yeminli mütercim-tercüman). Başka önerileri olanlar arkadaşlar da fikirlerini paylaşsınlar.
Ich werde jetzt in der Rubrik "Glossare" ein Glossar einfügen und die obigen Ergebnisse dort zusammenfassen!
Geschafft! Die nochmals korrigierte Endversion (mit einem einleitenden Willkommensgruß an alle Glossar-Nutzer) ist jetzt online:
Merhaba arkadaşlar,
Bazılarınızın çeviri hizmetleri standardı olan DIN EN 15038'den haberi olabilir. Çoğumuzun bilmediği, bu standardın TSE nezdinde de TS EN 15038 olarak kabul edildiğidir. Bu standardın Türkiye'ye uyarlanmasında ilgili ayna komitede yer almıştım ve her standart çalışmasında olduğu gibi bu standartta da terminolojiye çok önem verilmiştir.
TS EN 15038'de yazılı tercüme için çeviri, bu işi yapan kişiye de bu standarda göre çevirmen denir. Mütercim veya Arapça trcm kökünden türetilmiş herhangi bir başka terim kabul edilmemiştir. Dolayısıyla çevirmen dememizin herhangi bir mahsuru yoktur kanımca, her ne kadar Türkiye'deki mahkeme katipleri (yazmanları) hala tercüman yazmakta direniyorlarsa da.
Almanya ve Türkiye'deki yeminli çevirmen uygulamalarının arasındaki farka da bir ekleme yapmak istiyorum. Türkiye'de bir çevirmen herhangi bir noterden yeminlilik zaptı alabilir. Bunun için noteri dürüstlüğü ve dil yeteneği konusunda ikna etmesi (veya tanıdık olması) yeterlidir. Türkiye'de en az bir kişiden bir noter nezdinde 'tüm diller' diye bir zapt aldığını biliyorum. İlginç olan, böyle bir yeminlilik zaptının sadece alındığı noterde geçerli olduğudur. Yani yeminli çevirmenin bu yemini, sadece zapt aldığı noterde geçerlidir. Diğer bir özellik, çeviriyi çevirmen tasdik ediyor etmesine ama, noter bunun altına, evet, ben bu şahsı tanıyorum, doğru çevirmiştir diye kendi onayını da basmadan o çevirinin Türkiye'de (ve dünyada) hiçbir hükmü yok. Bu nedenle Türkiye'de esas çeviri hizmeti için alınan cüzi miktarlara rağmen yeminli çeviriler çok astronomik rakamlara çıkabilir, çünkü noterler sayfa başına ücret alıyorlar. Almanya'da 15 Euro'ya yaptıracağınız tasdikli çeviriyi, Türkiye'de 90 TL'ye ancak yaptırabilirsiniz. Sonra da Kantürk'ün değindiği gibi saçma sapan çevirilerle karşılaşıyoruz ki, bunların da burada bir faydası olmayabiliyor (s. Eierkiste)....
Herkesin bildiği Chicken Translate (tavuk çevirme) olgusuna bir yenisi eklendi bu arada: Chicken Situation (tavuk dürüm)!
Selamlar,
Hudaverdi
Hudaverdi schrieb:
> Merhaba arkadaşlar,
> Bazılarınızın çeviri hizmetleri standardı
> olan DIN EN 15038'den haberi olabilir. Çoğumuzun
> bilmediği, bu standardın TSE nezdinde de TS EN
> 15038 olarak kabul edildiğidir. Bu standardın
> Türkiye'ye uyarlanmasında ilgili ayna komitede
> yer almıştım ve her standart çalışmasında
> olduğu gibi bu standartta da terminolojiye çok
> önem verilmiştir.
> TS EN 15038'de yazılı tercüme için çeviri, bu
> işi yapan kişiye de bu standarda göre çevirmen
> denir. Mütercim veya Arapça trcm kökünden
> türetilmiş herhangi bir başka terim kabul
> edilmemiştir. Dolayısıyla çevirmen dememizin
> herhangi bir mahsuru yoktur kanımca, her ne kadar
> Türkiye'deki mahkeme katipleri (yazmanları) hala
> tercüman yazmakta direniyorlarsa da.
Merhaba HV;
Arapça kökenli sözcüklerin yerine Türkçe veya Türkçeleştirilmiş terimlerin kullanılmasından yana olduğumu bu forumda çoğu kez vurgulamışımdır. Fakat bence "tercüman/çevirmen" konusuna gerçekçi gözle bakmalıyız.
Türkiye'de çeviri ve çevirmenlik uygulaması üçe ayrılır:
1. Akademik dünya
2. Resmî makamlar (idari, adli, emniyet vs.)
3. Ticaret ve sanayi, yani iş hayatı
Türkiye'de üniversitede okuyup çevirmen olmak isteyenler "Mütercim-Tercümanlık Fakültesi"ne, daha doğrusu "Mütercim-Tercümanlık Bölümü"ne kayıtlıdırlar. TS EN 15038 standardı her ne kadar Nisan 2009 tarihinde yürürlüğe girmiş olsa da, Türk üniversitelerinde halen "Çevirmenlik Fakültesi" ya da "Çevirmenlik Bölümü" diye bir şey yoktur.
Türkiye'de "çeviri" kavramından yararlanan tek yükseköğrenim olarak (bildiğim kadarıyla) "Çeviribilim" adıyla bilinen bir bölüm vardır. Bunu da halihazırda sadece İstanbul Üniversitesinde okuyabilirsin:
http://www.istanbul.edu.tr/edebiyat/bolum_sayfasi/ceviribilim/index.html
"Çeviribilim"in Almancası ise, bizim yaptığımız işle pek ilgisi olmayan, teorik-pedagojik unsurlardan oluşan "Translatologie"dir:
http://de.wikipedia.org/wiki/Translatologie
Bu arada resmî makamlarda da "tercüman" denilmeye devam ediliyor. Bugüne dek Almancaya çevirmiş olduğum, Türkiye'den gelen yüzlerce, binlerce evrakta "çevirmen" terimine binde bir rastladığım bir gerçektir. Yani bu olgu mahkeme kâtipleri ile sınırlı olmayıp idari ve adli makamların büyük çoğunluğunda ve özellikle de çeviri hizmetlerinden en çok yararlanan gruplar arasındaki polis ve jandarma birimlerinde de aynen devam ediyor.
Başka bir deyişle; Nisan 2009 tarihinde yürürlüğe girmiş olan TS EN 15038 standardı, akademik ortamlara ve resmî makamların uygulamalarına nedense henüz yansımamıştır.
İş dünyası ise bambaşka bir konudur. Dün geceki açıklamalarımda belirttiğim gibi, "çevirmenlik" terimi ticari-endüstriyel ortamda çalıştığımız zaman kesinlikle tercih edilmeli, hatta bu alanda tek doğru kavram olduğuna dikkat çekmek gerek.
Nitekim, unvanımızda "çevirmen" geçiyor gerekçesiyle çevirilerimizin Türkiye'de kabul görmemesi gibi olumsuzluklardan korunmak istiyorsak, TS EN 15038 standardı Türkiye'nin bizi mesleki açıdan doğrudan ilgilendiren sektörlerinde fiilen uygulamaya konulmadığı sürece, "çevirmen" ve "çevirmenlik" kavramlarını şimdilik sadece ticaret ve sanayi ortamındaki çalışmalarımızda kullanmaya devam etmemizi uygun görüyorum.
Not: Sunduğum karşılıklarda bu arada yine bazı düzeltmeler yaptım (örn. "öffentlich bestellt" konusunda). Sürekli güncellenecek dedim ya!
Jon schrieb:
İş dünyası ise bambaşka bir konudur. Dün geceki açıklamalarımda
belirttiğim gibi, "çevirmenlik" terimi ticari-endüstriyel ortamda
çalıştığımız zaman kesinlikle tercih edilmeli, hatta bu alanda
tek doğru kavram olduğuna dikkat çekmek gerek. ...
Bu öneriyi kalpten destekliyorum.
Çeviri, Türkçe'de tercüme kavramının eşanlamlısı, yeni bir karşılığı olarak günlük kullanımda giderek eski kavramın önüne geçiyor.
Eskiden çok yaygın olan "imtahan" kelimesinin yerine, artık ileri yaşta olanların dahi, "sınav" kelimesi kullandıkları gibi "tercüme" sözcüğü de uzak olmayan bir gelecekte aynı akibete uğrayacak.
Çevirmen denilince günümüz Türkçesini konuşan ve anlayan 50 yaş altındaki herkes, bu kavramın bir metni bir dilden başka bir dile çeviren kimse anlamına geldiğini anlıyor.
Heidelberg Üniversitesindeki Übersetzungswissenschaft, diğer adıyla Translationswissenschaft kavramlarının Türkçe'deki tam karşılığı Çeviribilim olduğuna göre, akademik düzeyde kabul görmüş bir kavramdan türetilmiş kelimeler de yerlerine oturuyor.
Arapça "targuman" İtalyanca'da dragoman, Türkçe'de tercüman,
Almanca'daki Dolmetscher kelimesi, Macarca'daki tolmács kavramından alınmış. Macarlar ise bu kelimeyi dilerine Türkçe'deki "dilmaç" kelimesinden almışlar. Macarlar "tolmács" derken, biz dönmüşüz, Arapça'daki "targumanı" dilimize kabul ederek "tercüman" yapıp, Öztürkçe "tılmaç"ı (tıl=dil) bir yerlere gömmüşüz.
Gel de ağlama.
Eyvah, buna göre "icon" yok, ben lafı değiştiriyorum: Gel de bütün bunları unutabilmek için sarhoş olma şimdi :)o
Çevirmen ne kadar kötü, değil mi? Konuşucu ne zaman sussa, o da susuyor!!!
Bir de fıkra:
Agop'un cenazesinde papaz Agop'u övüp duruyormuş, “Agop efendi çok eyi adam ıdı, fukaralara yardım eder idi...” falan derken, Arşalus dayanamamış, kalkıp kendini tabutun üzerine atmış, başlamış ağıda:
“Ah, Agobum. Agobum! Yalınız eyi adam olmağınan kalmaz ıdı, ne kadar da bilgili idi, ne kadar da kültürlü idi, İngilisces de bilir idi, Fıransısças da bilir idi, Alamancas da bilir idi, İtaly...” derken papaz dayanamamış.
“Ka, Madam Arşalus, benim bildiğim Agob usta bunların hiçbirini bilmez idi.”
Arşalus ona masum masum bakıp yaşlı gözlerini kırpıştırmış. “Ah, biloorum, bilmez idi, bilmez idi ama çok HAVES koyar ıdı ...”
Bu HAVES koyanlar (mesleğe heveslenenler, yani soyunanlar) olmasa işin zevki kaçardı zaten.
Arbeitet
Bitte Anmelden oder Registrieren
Almanca Türkçe Sözlük Forumu DasForum’a hoşgeldiniz! Almanca öğrenmek isteyenlerin, Almanca öğretmenlerinin, Almanca eğitmenlerinin, çevirmenlerin ve mesleği gereği Almanca ile içli dışlı olan herkesin ihtiyacına uygun 25 bin civarında üstün kaliteli kaydın yer aldığı forumun kullanımı tamamen ücretsizdir. Forumda yer alan metinleri okumak için kaydolmanıza gerek yoktur. Yeni bir konu açmak ya da forumdaki bir yazıya cevap yazmak isteyenlerin ise DasForum’da ücretsiz bir hesap açmaları gerekmektedir.
DasForum’da saygın bir üslup ve dostane bir atmosferin hakim olduğunu özellikle belirtmekte fayda var. Forumdaki bir diğer önemli konu ise soruların soruluş şekliyle ilgili. Bu yüzden DasForum’da yeni bir konu açmadan önce forum içinde araştırma yapmanın yanı sıra, Almanca dilinde yazılmış bu metni ve bu metne cevaben yazılı Türkçe metni okumanızı salık veririz.
Herzlich willkommen im kostenlosen, originalen deutsch-türkischen Lern- und Übersetzungsforum von DasSözlük! Das Forum ist ein Teil von DasSözlük und dient als kostenlose Austauschplattform für alle User. professionelle Übersetzer, Sprachwissenschaftler, Lehrer, Autoren, Journalisten sind hier genauso willkommen wie Türkisch-Lernende oder andere Laien.
LÜTFEN DİKKAT:
Eski CafeUni-hesaplarının tamamına yakınını yeniden kullanıma açmayı başarabildik. Forumdaki eski hesabını aktifleştirmek isteyenlerin şifremi unuttum fonksiyonunu kullanması rica olunur.
Eski forum kayıtlarının DasSözlük’e aktarımı esnasında bazı yazıların yanlışlıkla farklı bir rumuz altında yayına girdiğini tespit ettik. Aktarım işleminin bu amaç için geliştirdiğimiz özel bir yazılım ile yapıldığını belirtir bu durumdan olumsuz etkilenen tüm kullanıcıların affına sığınırız. Sözkonusu sorunu elle düzeltmek bir hayli meşakatli olacağı için çok gerekmediği müddetçe bu şekilde devam edilmesi ricamızı kabul etmenizi dileriz.
CafeUnis alte Forum ist wieder online! Wer sich im Forum einloggen will, wird gebeten die „Kennwort-Vergessen-Funktion“ zu benutzen. Wir konnten fast alle Accounts retten.
AFRtour: Almanya Fuar Turu B2B Partneriniz. Transfer, rehber, şehir turu, otel vb.
Baklava7 : Baklava AVM’si. Dünyanın ilk tatlı ürünler sipariş pazarı
SuperSözlük: Büyük Türkçe deyimler, atasözleri, eş, benzer ve zıt anlamlılar sözlüğü.
WebDolmetscher: Alman mahkemeleri ve devlet dairelerinde geçerli Türkçe-Almanca mükemmel çeviri.