En geniş kapsamlı Türkçe-Almanca sözlük | Das größte Wörterbuch für Türkisch-Deutsch

Türkisch>>Deutsch

ise

dagegen Adverb

ise

hingegen Adverb

ise

sofern Präposition

ise

wenn Adverb

bir işe tayin etmek

abordnen Verb

işe gitmek

an die Arbeit gehen Verb

işe koyulmak

an die Arbeit gehen Verb

bir işe başlamak

an eine Arbeit herangehen

bir işe başlamak

an etwas rangehen

bir işe koyulmak

an etwas rangehen

işe başlangıç giderleri

die Anfangskosten Plural

işe alınmış

angestellt

işe koyulmak

ans Werk gehen Verb

belli bir işe bakan memur

der Ansprechpartner Maskulinum

işe almak

anstellen Verb

işe koymak

anstellen Verb

işe alinma

die Anstellung Femininum

işe alma

die Anstellung Femininum

aday olarak işe alınma

Anstellung auf Probe

intibak için işe alınma

Anstellung auf Probe

işe alınma koşulları

die Anstellungsbedingungen Plural

işe alma

die Anwerbung Femininum

yüksek okuldan ayrılanları işe alma

Anwerbung von Hochschulabgängern

yüksek okul mezunlarım işe alma

Anwerbung von Hochschulabsolventen

işe alma kampanyası

die Anwerbungskampagne Femininum

işe başlamak

Arbeit aufnehmen

işe son vermek

Arbeit einstellen

işe devam etmek

Arbeit wiederaufnehmen

işe başlama

der Arbeitsantritt Maskulinum

işe gelmeme

das Arbeitsversäumnis Neutrum

ise de

auch wenn

bütün gücünü toplayarak bir işe girişmek

aufraffen Reflexives Verb

zarar getirecek bir işe başlamak

aufs falsche Pferd setzen

işe yaramaz

außer Dienst

işe girişmek

beginnen Verb

işe almak

beschäftigen Verb

işe yaramak

brauchbar sein Verb

bu işe girmem!

darauf gehe ich nicht ein

işe yaramaz

das ist unter aller Sau

işe yaramaz

das ist zu nichts nütze

bu işe yaramaz

das macht den Kohl nicht fett

bir işe tersinden başlamak

das Pferd beim Schwanz aufzäumen

işe tersinden başlamak

das Pferd beim Schwanz aufzäumen

birisini bir işe tayin etmek

deputieren Verb

birisini işe almak

dingen Verb

ise

ebenso wie

acele işe şeytan karışır

Eile mit Weile

evde her işe koşan

ein Mädchen für alles

işe alıştırma

die Einarbeitung Femininum

işe alıştırma süresi

die Einarbeitungszeit Femininum

işe yaramaz olmak

eine Null sein

bir işe nokta koymak

einer Sache den Garaus machen

bir işe bakmak

einer Sache nachgehen Verb

işe gelmek

einpendeln Verb

işe gelen

der Einpendler Maskulinum

işe almak

einsetzen Verb

işe koymak

einspannen Verb

işe almak

einstellen Verb

işe koymak

einstellen Verb

işe alınma

die Einstellung Femininum

işe alma

die Einstellung Femininum

denemek üzere işe alma

Einstellung auf Probe

işe alma yaşı

das Einstellungsalter Neutrum

işe alınma koşulları

die Einstellungsbedingungen Plural

işe alma kararı

der Einstellungsbeschluss Maskulinum

işe alınma görüşmesi

das Einstellungsgespräch Neutrum

işe başlamak

eintreten Verb

işe alıştırmak

einweisen Verb

işe alıştırma

die Einweisung Femininum

işe alma

das Engagement Neutrum

işe almak

engagieren Verb

işe yaramaz

es nützt nichts

işe ara veriliyor

es ruht

bir işe yaramak

etw gibt etw her

birşeyi işe karıştırmamak

etwas aus dem Spiel lassen

işe uygun olarak

fachgerecht Adjektiv / Adverb

işe gelmeme haddi

die Fehlzeitenquote Femininum

süresiz işe alınmış

fest angestellt

işe ilk giren ilk çıkar metodu

die FIFO-Methode Femininum

işe zararlı

die Geschäftsschädigung Femininum

işe başlamak

Geschäftstätigkeit aufnehmen

işe girişmek

Geschäftstätigkeit aufnehmen

işe ara verme

die Geschäftsunterbrechung Femininum

ise de

gleich Adverb

nerede ise

gleich Adverb

tehlikeli bir işe kalkışılması durumunda söylenir

Hals und Beinbruch

işe sık sık gelmeme

häufiges Fehlen am Arbeitsplatz

işe alıp işten atmak

heuern und feuern

işe koyulmak

hinhauen Verb

işe başlamak

in Angriff nehmen

işe başlamak

in Betrieb gehen

ticari bir işe girişmek

in ein Geschäft einsteigen

bir işe para yatırmak

investieren Verb

birisini denemek üzere işe almak

jdn auf Probe einstellen

birisini bir işe karıştırmak

jdn in etw verstricken

birisini bir işe bulaştırmak

jdn in etw verwickeln

birisini işe alıştırmak

jdn zur Arbeit heranziehen

birini işe karıştırmamak

jemanden aus dem Spiel lassen

işe son verme yazısı

das Kündigungsschreiben Neutrum

işe itiraz

die Leistungsverweigerung Femininum

bir işe başlamak

mit etw anfangen

bir işe girişmek

mit etw anfangen

bir işe katılmak

mit im Spiel sein

işe yaramaz adam

mit jemandem ist nichts los

işe katılmak

mitarbeiten Verb

Nomen

işe yaramaz kömür Neutrum

die Abfallkohle Femininum

işe başlama maaşı Neutrum

das Anfangsgehalt Neutrum

işe başlama sermayesi Neutrum

das Anfangskapital Neutrum

işe başlama Neutrum

der Angriff Maskulinum

işe kabul etme Neutrum

die Anstellung Femininum

işe başlama Neutrum

der Antritt Maskulinum

işe başlama saati Neutrum

das Arbeitsbeginn Neutrum

bir işe başlama Neutrum

die Aufnahme Femininum

işe yaramaz Neutrum

der Auswurf Maskulinum

işe yaramaz şey Neutrum

der Ballast Maskulinum

bir işe çağrılma Neutrum

die Berufung Femininum

işe ara verme Neutrum

die Betriebsunterbrechung Femininum

işe yaramaz adam Neutrum

der Blindgänger Maskulinum

işe yararlılık Neutrum

die Bonität Femininum

işe yaramayan sığır ve davar Neutrum

das Brackvieh Neutrum

işe yarama Neutrum

die Brauchbarkeit Femininum

işe yarama Neutrum

der Dienst Maskulinum

işe giriş Neutrum

der Dienstantritt Maskulinum

ise yararlık Neutrum

die Dienstfähigkeit Femininum

beraberce bir işe girişen iki kişi Neutrum

das Duo Neutrum

işe yarama Neutrum

die Eignung Femininum

yeni bir işe alışma dönemi Neutrum

die Einarbeitungszeit Femininum

bir işe yarayan alet edevat takımı Neutrum

die Gerätschaften Femininum

işe yaramaz sıska at Neutrum

der Klepper Maskulinum

işe yaramaz at Neutrum

die Mähre Femininum

Trennbares Verb

işe bağlamak Trennbares Verb

anpacken Trennbares Verb

işe koyulmak Trennbares Verb

anpacken Trennbares Verb

işe yerleştirmek Trennbares Verb

anstellen Trennbares Verb

işe koşmak Trennbares Verb

antreiben Trennbares Verb

işe başlamak Trennbares Verb

antreten Trennbares Verb

işe koyulmak Trennbares Verb

aufnehmen Trennbares Verb

işe yarar parçalarını sökmek Trennbares Verb

ausschlachten Trennbares Verb

bir işe el atmak Trennbares Verb

ausstrecken Trennbares Verb

bir işe el atmak Trennbares Verb

Dazwischenfahren Trennbares Verb

birisini işe sokmak Trennbares Verb

einführen Trennbares Verb

işe yerleştirmek Trennbares Verb

einführen Trennbares Verb

işe karıştırmak Trennbares Verb

hereinziehen Trennbares Verb

bir işe karıştırmak Trennbares Verb

hineinziehen Trennbares Verb

bir işe katılmak Trennbares Verb

mitarbeiten Trennbares Verb

Adjektiv

işe yarar Adjektiv

arbeitsfähig Adjektiv

işe yaramaz Adjektiv

ausrangiert Adjektiv

işe yarar Adjektiv

brauchbar Adjektiv

işe idareten bakan Adjektiv

geschäftsführend Adjektiv

işe zararlı Adjektiv

geschäftsschädigend Adjektiv

her ne ise Adjektiv

gleichviel Adjektiv

işe yarar Adjektiv

hoffähig Adjektiv

Reflexives Verb

işe başvurmak Reflexives Verb

bewerben, sich (um etw) Reflexives Verb

kendini işe vermek Reflexives Verb

hineinknien, sich Reflexives Verb

Redewendung

bir işe son vermek

an den Nagel hängen

Almanca-Türkçe Sözlük | Türkisch-Deutsches Wörterbuch