Almanca Türkçe Sözlük Forum

Vokabeltrainer  

Seite 2 / 2 Vor

0

"Da hammwa den Salat" :)o

Konuya girmeden önce ben de sevgili Jon'umuza katılıyor ve Kelimebaz'a merhaba diyorum. CafeUni'ye hoşgeldin.

Sevgili Jon, senin çevirmeliği bir işten öte, sanat olarak algıladığını ve müthiş bir titizlikle konulara yaklaştığını metinlerini okuyan herkes biliyordur, diye düşünüyorum. Kanımca, görüşlerini açıklayıcı uzunca yazılar yazmanın altında yatan sebeplerden biri de işini önemseyen bu sanatçı inceliğindir. Ama (:P) kabul etmek gerekir ki 'Viele Wege führen nach Rom'.

Senin aksine - senin önerilerinin tamamına yakını dahil - arkadaşların sunduğu önerilerin büyük bir kısmının Vokabeltrainer için kullanılabilecek tercümeler olduğu düşüncesindeyim. Biri diğerinden daha iyi bir karşılıktır, falan... bunu tartışmaya gerek yok. Zaten burada yaptığımız fikir jimnastiğinin altında yatan da odur. En iyisini bulma çabası, kaygısı, arzusu vs...

Türkçeye yabancı bir dilden yeni bir kelime girdiğinde bu tür fikir ayrılıklarının olması gayet normal. Bizim burada kullanacağımız kelime Türkçeye girer mi girmez mi, o bir yana. Herkes doğru bulduğu ve bildiği gibi çeviri yapıyor ve o kelimeyi dilimize entegre ediyor veya bir kereliğine kullanıyor. Haaa 'bu işin üstadları vardır, bir de çırakları' dersen, o da doğrudur. Ve üstad sınıfına sen de dahil buradaki bir çok arkadaşı saymak lazım. Herkesi teker teker saymak ne kadar gerekli bilmem ama sevgili sözcük gezgini bu bağlamda anılması gereken bir diğer dil sanatçısı. sözcük öğretmeni çevirisinin ondan gelmesi bir yana, bence yanlış bir çağrışım yapmıyor. Zira 'trainer' de son kertede bir öğretmen değil mi?

Bu metnin amacı kimseyi yermek veya övmek değil. Sadece gözlemlerimden hareketle bir sonuca varmaya çalışıyorum. Nihayetide çok sayıda güzel öneri arasından birini seçmek gerekiyor. Ve şöyle ince ince düşününce en iyisi benim çevirimmiş gibime geliyor, nedense B)

Kelime Öğretici..... Kabul edenler, etmeyenler?........ Kabul edilmiştir!

Sevgiler
Mustafa

Wer ständig glücklich sein will, muss sich oft verändern | Konfuzius.

 
0

M. Mustafa Şahin schrieb:


> Kelime Öğretici..... Kabul edenler,
> etmeyenler?........ Kabul edilmiştir!

Ayfer Şitandın! :)-D

 
0

Merhaba Jon, merhaba Mustafa, hoş bulduk!

Bu satırları yazarken M. Mustafa Şahin arkadaşın konuyu bitiren bir mesaj attığını bilmiyordum. Bu yüzden, altta yazdıklarımı yalnızca tartışmanın bir parçası olarak algılamanızı rica ediyorum. O kadar uğraşmam bir yana, söyleyeceklerimi size iletemesem içimde bir ukde kalacaktı. :)

Hoşgörünüze sığınarak:

Kendimi bildiğimden beri şu EZBER ya da EZBERLEME kavramları hep olumsuz ve itici bir çağrışım yaratmıştır üzerimde. Çevremde ve arkadaşlarımda da hep bu aynı olumsuz etkilenmeyi, ezberlemenin iticiliğini fark ettim.

Okullarımızda da bir metni, bir şiiri ve hatta hatta öğrenilmekte olan yabancı dilin kelimelerini severek ve isteyerek EZBERLEYENE de rastlamadım hiç.

Bu yüzden, milli hastalığımız olan bir şeyi ezberlemek’ten çok, onu özümseyerek, anlayarak ÖĞRENMEK nedense daha sempatik geliyor bana.

Bu da, belli bir çaba ya da çalışma sonunda mümkün olacağından, ve bu çalışmada başka biri size önayak olacaksa, yani kelimenin tam anlamıyla sizi „çalıştıracaksa“ (ki bu türden „çalıştırıcılar“ hep ya bir ağabey, ya bir abla, ya da aile efradından bilgiç kişiler kimliğinde tezahür edegelmiştir), neden bunun adı 1:1 konulmasın?

Ayrıca „harfi harfine bir çeviri“ nin hoş olmayan, istenmeyen bir şey olduğuna tabii ki ben de katılıyorum – yalnız, bu yöntem bir tabu haline sokulmamalıdır, çünkü yeri geldiğinde harfi harfine çeviri de amacına ulaşan, fonksiyonel bir çeviri olabilmektedir.

Ve lütfen, şu „bizim halkımız bunu anlamaz“, „bu bize lükstür“ kaygılarını bırakalım artık. Bugün „antrenör“ denildiğinde, her ne kadar bunun „güncel Türkçede“ sporla ilgili bir kavram olduğu herkes tarafından malum ise de, aynı kavramın başka bir alanda, sözgelimi, dil öğrenimi alanında, ne anlama geleceğinin bizim insanlarımızca anlaşılamayacağını sanmak bir „Zumutung“ (iddia?)’dan öteye gidemez bence. Ayrıca, bugün bilgisayarını açan herkesin karşısında kanlı canlı bir „öğretmen“ beklemediği de sanırım ortada.

Kanıma göre, bir çevirmenin görevi, çeviriyi yanlış anlaşımlara meydan vermeden yapmak olduğu kadar, insan zekâsını, yine yanlış anlaşımlara meydan vermeksizin çalıştırmaktır da. Geçenlerde bir Avusturya gazetesinde karşıma çıkan „Schuldenvulkan“ sözcüğünü „ben bunu ‚borçlar volkanı’ diye çevirirsem, millet yanardağ falan sanır“ demek ne kadar absürdse, „sözcük antrenörü“ denildiğinde herkesin kendini üzerinde eşofman, ayağında Adidaslar, eline kalın bir Almanca-Türkçe sözlük almış birini beklediğini sanmak da o kadar absürd bir düşünce olur, sanırım.

Bu bakımdan „antrenör“ hem sporu da çağrıştırdığı, hem de (sizin de söylediğiniz gibi) merak uyandırdığı için, işin „ezberleme“ ya da „çalışma“ yönlerini yumuşatan, hatta sempatik hale sokan bir karaktere sahip, gibi geliyor bana.

Bu ilginç (ve umarım yapıcı) tartışmada önerilen sözcüklerin bu bakış açılarından da yola çıkılarak dikkate alınmasını öneriyorum.

 
0

Merhaba Kelimebaz,

Düşüncelerine katılıyorum. Kimsenin hoşgörüsüne sığınmana gerek yok. Herkes görüşlerini özgürce ifade edebilir. Amma ve lâkin bunun bazı şartları var:

1) Makamı âliden fetva almak (bu olmadıkça hiçbir görüşün kıymeti harbiyesi yoktur)
2) Kasabanın şerifinden daha hızlı silâh çekmemek (çekilse de namludan çıkan duman kesinlikle üflenmemelidir!)
3) Esas oğlanlığa (jönlüğe) kalkışmamak (kalkışılsa da “Çirkin Kral” olmaya çalışılmalıdır)
4) Yardımcı oyuncu rolünü peşinen kabullenmek (arada bir “en iyi yardımcı oyuncu dalında altın saksı ödülü” veriyorlar)
5) Mümkünse ilelebet figüran olarak kalmak (ev sahibinin şımarık oğlu ve kızı tarafından hortumla ıslatılan bahçıvan, yemeği ateşte unutan aşçı, Fransız mürebbiye, Arap Bacı vs. gibi roller yeni gelenler için biçilmiş kaftandır)

Foruma hoş geldin…

 
0

Valimiz Mustafa Bey’in yönetimi altındaki bu kasabamızın şerifi olarak, içinden hâlâ duman çıkan tabanca ve tüfeklerimi temizliyor iken (bir de unutmadan, beni düelloya çağırmak isteyen kabadayılar kuyruğa girsin, sahnemde yardımcı oyuncu olmak isteyenler de lütfen sahibi bulunduğum oyuncu seçme acentesine başvursun!), bu konuya son bir katkım olsun istedim. :)

Değerli Kelimebaz;

Öncelikle, “ezberleme”nin çoğu insanda olumsuz bir çağrışım yarattığına ve “antrenör” gibi kelimelerin günümüzde (özellikle sanal dünyada) yukarıda bahsettiğimiz sanal anlamları da çağrıştırabileceğine dikkat çekmekte çok haklısın.

Diğer yandan yorumunda, “harfi harfine çeviri yöntemi bir tabu haline sokulmamalıdır, çünkü yeri geldiğinde harfi harfine çeviri de amacına ulaşan, fonksiyonel bir çeviri olabilmektedir” demekle de önemli bir noktaya değinmiş oldun. Fakat, eğer bu forumda son bir buçuk yıl içinde yazmış olduğum, toplam sayısı 2200’ü aşan mesaj bombardımanlarımı, kendine yeterince zaman ayırıp dikkatlice okuyacak olursan (nicelik-nitelik değerlendirmesini sana ve diğer forum katılanlarına bırakıyorum), sadık çeviri prensibiyle meydana getirilmiş olup ilgili metnin uzmanlarında dahi soru işaretleri oluşturacağı belli olan, çoğu zaman da tamamen yanlış anlamlara mahal veren çeviri önerilerini usta çevirmenliğin/yazarlığın icabettirdiği hale getirmek için yüzlerce düzeltme yaptığımı, çoğu durumda da çevrilecek metni özel bağlamına göre her yönüyle irdeleyip inceledikten sonra, objektif açıdan herkesçe kabul edilebilecek çeviri önerilerinde bulunduğumu ve bunların bir kısmında çeviri tekniğine ilişkin uzun açıklamalar dahi eklediğimi göreceksin. Bununla birlikte, sadık çeviri/anlamsal çeviri seçiminde çok titiz ve nüanslı bir yaklaşıma sahip olduğumu ve çoğu çeviri probleminde benden beklenen serbest çevir uyarısının tam aksine, anlamsal-serbest bir çeviri burada işe yaramayacağından sadık çeviriden yana önerilerde bulunuyor olduğumu anlayacaksın. Bu bağlamda, birkaç gün önce yazmış olduğum şu makaleye göz atmanı önemle rica ederim:

http://forum.cafeuni.com/read.php?4,12295,12300#msg-12300

Çeviri yöntemlerinin karşılaştırması üzerinden asıl konuya dönecek olursak, Mustafa’nın tercihi “Kelime Öğretici” kavramının hepimizin kabul edebileceği bir sonuç olduğuna inanıyorum. Zaten son yorumlarımda da “kelime öğretici”nin en cazip önerilerden biri olduğunu belirttim. Mustafa düşünüp taşındıktan sonra seçimini yaptı, sorun çözüldü.

Sadık çeviri/Serbest çeviri tartışmasını en iyisi başka konu başlıklarında yürütelim. Eğer yanımızda kalmaya karar verirsen,
zaten beni de, Sözcük Gezgini adlı düellocuyu ve kasabamız sakini diğer kabadayıları da daha iyi tanıyacak ve seveceksin. :)

 
0

Ben senin yerinde olsam Kelimebaz, bu karşılamadan sonra buraya bir daha uğramazdım, demek benim için bir lüks, çünkü CafeUni'nin daha fazla kişiye ulaşması ve senin gibi Türkçeyi önemseyecek kullanan nitelikli kullanıcıların burada görüş bildirmesi site için hayati öneme sahip.

Sözcük gezgini üstadımızın kinayeli tarzı aslına bakılırsa çok da yanlış olmamış. Ama edebiyatımızın bu gelişmiş tarzına hakim arkadaşımızın uyarılarını edebiyat ve fikir bildiriminde özgürlük olarak algıla lütfen. Yeri gelmişken, bu özgürlüğe istisnasız her CafeUni kullanıcısının sahip olduğunu söylemeden de edemiyorum. Sözcük gezgini'ne katıldığım bir diğer husus da fikir bildiriminde bulunurken burada kimsenin hoşgörüsüne sığınma zorunluluğun olmadığıdır. Tek "doğru"nun olduğu bir toplumda yaşamak istemediğim gibi böyle bir forumun organizatörü de olmak istemiyorum. Kaldı ki böylesi bir forumun verimliliğinden de kuşku duyarım.

Çok lafa gerek yok. Lütfen istediğin her konuda fikir bildir. Burası özgür fikirlerin forumu. Kimin, diğerinin fikrini ne kadar doğru bulduğunun ise hiç bir önemi yok!

Sevgiler
Mustafa

sözcük gezgini schrieb:


> Merhaba Kelimebaz,
>
> Düşüncelerine katılıyorum. Kimsenin
> hoşgörüsüne sığınmana gerek yok. Herkes
> görüşlerini özgürce ifade edebilir. Amma ve
> lâkin bunun bazı şartları var:
>
> 1) Makamı âliden fetva almak (bu olmadıkça
> hiçbir görüşün kıymeti harbiyesi yoktur)
> 2) Kasabanın şerifinden daha hızlı silâh
> çekmemek (çekilse de namludan çıkan duman
> kesinlikle üflenmemelidir!)
> 3) Esas oğlanlığa (jönlüğe) kalkışmamak
> (kalkışılsa da “Çirkin Kral” olmaya
> çalışılmalıdır)
> 4) Yardımcı oyuncu rolünü peşinen kabullenmek
> (arada bir “en iyi yardımcı oyuncu dalında
> altın saksı ödülü” veriyorlar)
> 5) Mümkünse ilelebet figüran olarak kalmak (ev
> sahibinin şımarık oğlu ve kızı tarafından
> hortumla ıslatılan bahçıvan, yemeği ateşte
> unutan aşçı, Fransız mürebbiye, Arap Bacı
> vs. gibi roller yeni gelenler için biçilmiş
> kaftandır)
>
> Foruma hoş geldin…

Wer ständig glücklich sein will, muss sich oft verändern | Konfuzius.

 
0

Merhaba Sözcük Gezgini,

Görünen köye, pardon, kasabaya gönüllü kılavuzluk işini üstlendiğin için teşekkürü borç bilirim... Ayrıca eğlenceli satırların da çok hoştu. Forumda okuduğum birkaç başlıktan edindiğim izlenimleri onaylayan ve altını imzalayan satırlar oldu bunlar benim için. Sağ ol, var ol!

Forum derken, katılıp yazı yazdığım ilk forum değil bu zaten. Benim için internet forumları iki şeyi gerçekleştirebildikleri ölçüde ilginç oluyor:

1) Bana düşüncelerimi mümkün mertebe geniş bir okuyucu kitlesine ulaştırabilme olanağı sunuyorsa, ki istisnasız herkesin potansiyel birer propagandist olduğuna inananlardanım,

2) Katılımcılar gerçek tartışma kriterlerine sadık kalıp, birbirlerinin düşüncesini (karşısındakini kırmadan, küfürleşmeden) reflekte edebiliyorlarsa. Başka bir deyimle, Ali A-B-C noktalarından söz ediyor, Veli de kalkıp ona X-Y-Z noktalarıyla değil de, esas meramı olan A-B-C noktalarıyla ilgili cevap yazıyorsa... (Yani “aufeinander eingehen” gerçekleşebiliyorsa...)

Bu forumda ilk noktadan zaten geçtim: Çevirmenlik gibi son derece spesifik bir konuyu kitlelerin izlemeyeceği zaten ortada. Özel ilgimi son derece çekip, bana çok şeyler öğreteceği kesin olduğu için buraya “takılmaya” karar vermiştim. İkinci noktanın ise bu forumda pek iyi işlemediğini üzülerek gördüm.

Günde üçer saatten iki posta üniversite kursu veren (sabah Almanca Vorstudienlehrgang, akşam da Türkisch als Fremdsprache) ve bir o kadar da bu kursların ön ve arka hazırlıklarına zaman harcayan (harcamak zorunda kalan) bir öğretmen ve ara sıra da toplu çeviri görevleri üstlenen bir çevirmen olarak, bu forumda tartışma zevkine ermek ve bu uğurda saatlerimi burada geçirmek benim için zaten olağanüstü bir durum. Hele hele, tartışmak istediğim konuya hiç kimse değinmiyor, herkes ‘bildiğim bildik, çaldığım düdük’ diyorsa ve ben havanda su dövdüğüm hissinden kurtulamıyorsam, buna ne zamanım ve ne de hevesim var.

Bundan ötürü, iyisi mi, ben buraya ara sıra şöyle bir uğrar, bir köşeden olan biteni izler ve ancak beni çok gıdıklayan bir konu olursa kalkar ukalalık ederim daha iyi, diyorum.

Bu bağlamda, hepinize çok teşekkür eder, zamanınızı aldığım için özür dilerim!..

Not:
Ha, bir de, şu benim “hoşgörünüze sığınarak” lafıma herkes takmış. Galiba bir tür yalakalık/ultra alçak gönüllülük olarak algılandı bu. Aslında foruma yeni katılan bir greenhorn olarak gösterilmek istenen haddini bilirlik, eski topraklıktan mütevellit saygılılıktır. Lütfen yanlış anlaşılmasın.

 
0

Benim teklifim:
Kelime Alıştırmaları

 
0

Sorular, sorular ...

Vokabeltrainer?



Pardon, ben konuya biraz Fransız kaldım galiba.

Esas oğlan kim?

jönlük yapmak ile Jonluk yapmak arasında bir fark var mı?

Eğer varsa,

Ayfer de kim oluyor? Hangi takıma antreman yaptırıyormuş, yani hangi takımı çalıştırıyormuş?
Sözcüksporu mu?

Bence bu soruya uygun cevap

sözcük çalıştırıcı

ya da müşkülpesent halkımız için:

kelime çalıştırıcı

di mi ama?

Günün sözü:

Aklın yolu her zaman bir olmayabilir.

Günün ikinci sözü:

Biri gelmiş, kuyuya bir taş atmış.
Kırk akıllı çıkartamamış.
Sonra Nasreddin Hoca gelip kuyuya maya çalmış, kuyudaki su yoğurt olmuş, taş yoğurtta üste çıkmış ama bembeyaz olmuş.

Bu işe en çok Kaşgarlı Mahmut gülmüş.

PS.
İtiraf etmek gerekise, "Kelime Öğretici" de hiç fena değil yani ...
[size=x-small]imza: oportünist[/size]

Günün üçüncü ve son sözü:

Abartmayalım arkadaşlar.
Tartışma ayyuka çıkarsa, hepimiz deli çıkarız.

:D

 
0

Da ja jetzt alles erlaubt ist, hier noch ein paar spontane Ideen, die mir heute Abend beim Sport (wieder mal!) in den Sinn kamen, als mir plötzlich klar wurde, dass Kantürk mit seinen ersten zwei Beiträgen (siehe oben) ja eigentlich ganz richtig lag. Also bitteschön:

Söz Varlığını Zenginleştirme
Vokabüleri Zenginleştirme
Vokabüler Zenginleştirici
Söz Varlığı Geliştirici
Vokabüler Geliştirici

Meine Favoriten unter diesen bescheidenen Neuvorschlägen sind natürlich Vokabüler Geliştirici und Söz Varlığı Geliştirici!

 
0

Merhaba Levent ve Jon,

güzel önerileriniz için teşekkürler. Şu anda uzunca bir yanıt yazmam vakit darlığından dolayı güç. Ama önerilerinizi daha sonra konuşuruz.

Jon, spamci zatı haber verdiğin için teşekkürler...

selam
Mustafa

Wer ständig glücklich sein will, muss sich oft verändern | Konfuzius.

 
0

Sevgili Arkadaşlar,

bu konu benim tahmin ettiğimden de fazla ilgi gördü. Katkılarınız ve görüşlerinizden dolayı hepinize teşekkür ederim. Sağ olun, var olun. Daha önce de yazdığım gibi bence gelen önerilerin tamamına yakınını kullanmak mümkün. Ama bunlardan birine karar vermek gerekiyor. Şimdi hangi önerinin benim çevirime (kelime öğretici) göre neden daha az uygun olduğu tartışmasına girmek istemiyorum. Çünkü dediğim gibi aslında çoğu benim önerimin yerini alabilecek kalitede, iyi çeviriler. Bence bu konuyu burada kapatabiliriz. Neden bu değil, neden o değil tarzı bir tartışma bu konu için gerçekten abartılı olur. Diyorum ve hepinizi tekrar sevgiyle selamlıyorum.
Mustafa

Not: Sevgili Jon, cep telefonundan CafeUni'ye bağlandığımdan ötürü olacak ki, senin İngilizce forum konulu metnini bulamıyorum. O yüzden cevabımı buraya yazayım. Prensip olarak bu tür fikirlere ben her zaman açığım. Yalnız küçük bir sorunumuz var: Moderasyonu kim üstlenecek?

Wer ständig glücklich sein will, muss sich oft verändern | Konfuzius.

 
0

M. Mustafa Şahin schrieb:


> Not: Sevgili Jon, cep telefonundan CafeUni'ye
> bağlandığımdan ötürü olacak ki, senin
> İngilizce forum konulu metnini bulamıyorum. O
> yüzden cevabımı buraya yazayım. Prensip olarak
> bu tür fikirlere ben her zaman açığım.
> Yalnız küçük bir sorunumuz var: Moderasyonu
> kim üstlenecek?

İngilizce-Türkçe ile ilgili soru ve cevapların yazılacağı iletişim dilinin (kısacası resmi dilin) İngilizce değil Türkçe ve Almanca olduğunu hiç kimsenin gözünden kaçmayacak bir şekilde belirtirsen herhangi bir sorun yaşanmaz ve şu an sorumlu olan kişiler bu yeni bölümün de moderasyonunu aynen yapabilir. Dikkat etmeyip soru veya görüşlerini İngilizce yazmaya, İngilizce tartışmaya başlayan kişilere ise bizler hemen gerekli uyarılarda bulunuruz.

 
Seite 2 / 2 Vor
  
Arbeitet

Bitte Anmelden oder Registrieren




Almanca Türkçe Sözlük Forumu DasForum’a hoşgeldiniz! Almanca öğrenmek isteyenlerin, Almanca öğretmenlerinin, Almanca eğitmenlerinin, çevirmenlerin ve mesleği gereği Almanca ile içli dışlı olan herkesin ihtiyacına uygun 25 bin civarında üstün kaliteli kaydın yer aldığı forumun kullanımı tamamen ücretsizdir. Forumda yer alan metinleri okumak için kaydolmanıza gerek yoktur. Yeni bir konu açmak ya da forumdaki bir yazıya cevap yazmak isteyenlerin ise DasForum’da ücretsiz bir hesap açmaları gerekmektedir.

DasForum’da saygın bir üslup ve dostane bir atmosferin hakim olduğunu özellikle belirtmekte fayda var.  Forumdaki bir diğer önemli konu ise soruların soruluş şekliyle ilgili. Bu yüzden DasForum’da yeni bir konu açmadan önce forum içinde araştırma yapmanın yanı sıra, Almanca dilinde yazılmış bu metni ve bu metne cevaben yazılı Türkçe metni okumanızı salık veririz.


Herzlich willkommen im kostenlosen, originalen deutsch-türkischen Lern- und Übersetzungsforum von DasSözlük! Das Forum ist ein Teil von DasSözlük und dient als kostenlose Austauschplattform für alle User. professionelle Übersetzer, Sprachwissenschaftler, Lehrer, Autoren, Journalisten sind hier genauso willkommen wie Türkisch-Lernende oder andere Laien.




LÜTFEN DİKKAT:

Eski CafeUni-hesaplarının tamamına yakınını yeniden kullanıma açmayı başarabildik. Forumdaki eski hesabını aktifleştirmek isteyenlerin şifremi unuttum fonksiyonunu kullanması rica olunur.
Eski forum kayıtlarının DasSözlük’e aktarımı esnasında bazı yazıların yanlışlıkla farklı bir rumuz altında yayına girdiğini tespit ettik. Aktarım işleminin bu amaç için geliştirdiğimiz özel bir yazılım ile yapıldığını belirtir bu durumdan olumsuz etkilenen tüm kullanıcıların affına sığınırız. Sözkonusu sorunu elle düzeltmek bir hayli meşakatli olacağı için çok gerekmediği müddetçe bu şekilde devam edilmesi ricamızı kabul etmenizi dileriz.

CafeUnis alte Forum ist wieder online! Wer sich im Forum einloggen will, wird gebeten die „Kennwort-Vergessen-Funktion“ zu benutzen. Wir konnten fast alle Accounts retten.


AFRtour: Almanya Fuar Turu B2B Partneriniz. Transfer, rehber, şehir turu, otel vb.

Baklava7 : Baklava AVM’si. Dünyanın ilk tatlı ürünler sipariş pazarı

SuperSözlük: Büyük Türkçe deyimler, atasözleri, eş, benzer ve zıt anlamlılar sözlüğü.

WebDolmetscher: Alman mahkemeleri ve devlet dairelerinde geçerli Türkçe-Almanca mükemmel çeviri.